Donald Trump’ın yeniden seçilmesi ve yeni kabinesine atadığı isimler üzerinden yeni Trump döneminin nasıl olacağına ilişkin endişeler Trump daha Beyaz Saray’a geçmeden başladı. Donald Trump’ın ikinci başkanlık dönemi için oluşturduğu kabine, hem içeride hem de dışarıda geniş yankı uyandırdı. Atamalar, Trump’ın sadakat ve ideolojik uyum konusundaki önceliklerini yansıtırken, bazı isimler deneyim eksiklikleri ve geçmişteki tartışmalı tutumları nedeniyle eleştirildi.

Fotoğraf: Jeenah Moon
NewYorker dergisine yazan David Remnick “Trump’ın aday gösterdiği isimler, internetin yükselişinden bu yana en açık intikamcı trolleme eylemi gibi görünüyor. Ancak bu, basit bir yaramazlıktan öte bir trolleme.” diyor.
David Remnick’in yazısı şöyle devam ediyor
Donald Trump’ın ikinci kez başkan seçilmesinden sonraki ilk günlerde, Amerika genelinde kutlamalar, suçlamalar, öz eleştiriler ve rasyonalizasyonların gürültüsü duyuldu. Bazıları, güneşin batıp yeniden doğduğunu ve demokrasinin sona ermediğini hatırlatarak, her şeyin normal olduğuna dair güvence verdi. Yeni Başkan’ın kampanya sürecindeki çılgın tehditleri bir kenara bırakıp yönetim görevine ciddiyetle odaklanacağı düşünülüyordu. Ancak Trump’ın atamalarında bu iyimser tahminlerin pek karşılık bulmadığı görüldü.
Kabine Seçimleri ve Tepkiler
1. Matt Gaetz – Adalet Bakanı
Trump, geçmişte cinsel istismar ve uyuşturucu kullanımı iddialarıyla karşı karşıya kalan Gaetz’i Adalet Bakanı olarak seçti. Bu atama, Trump’ın kendisini de hedef alan cinsel istismar suçlamalarına karşı bir tür misilleme ve dayanışma olarak yorumlandı.
2. Robert F. Kennedy Jr. – Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanı
Aşı karşıtı görüşleriyle bilinen Kennedy, Trump’ın bilimsel verileri reddetme eğilimini ve COVID-19 krizindeki kaotik yönetimini doğrulayan bir seçim olarak görüldü. Bu atama, kamu sağlığı politikalarına ciddi bir tehdit olarak değerlendirildi.
3. Pete Hegseth – Savunma Bakanı
Trump, Hegseth’i savunma bakanı olarak seçerek, “uyanık” generallere ve kendisini eleştiren askeri bürokratlara karşı sert bir mesaj gönderdi. Hegseth’in savaş suçlularını savunan ve geleneksel askeri kurallara karşı çıkan duruşu, Trump’ın orduyu dönüştürme isteğini yansıttı.
4. Tulsi Gabbard – Ulusal İstihbarat Direktörü
Eski Demokrat Kongre Üyesi Gabbard’ın istihbarat başkanı olarak atanması, Trump’ın dış politika kurumlarına karşı duyduğu güvensizliği ve Ukrayna’ya verilen desteği sona erdirme niyetini açıkça ortaya koydu.
Trump’ın Yönetim Tarzı
David Halberstam’ın “En İyiler ve En Parlaklar” adlı kitabında tasvir ettiği geleneksel yönetim anlayışının aksine, Trump’ın kabinesi uzmanlık veya farklı görüşleri bir araya getirme amacı taşımıyor. Bunun yerine, Trump’ın atamaları, onun uzun süredir devam eden kişisel hınçları ve intikam arzusunun bir yansıması olarak görülüyor. Bu seçimler, kurumların yıkılması ve otoritesine tehdit oluşturduğunu düşündüğü bireylerin etkisiz hale getirilmesi amacını taşıyor.
Eleştirmenler, bu kabinenin yalnızca yetersizlikleriyle değil, aynı zamanda ulusal güvenlik ve kurumların itibarı üzerindeki potansiyel yıkıcı etkileriyle de dikkat çektiğini savunuyor. Trump’ın eleştirmenleri ve bazı destekçileri, bu atamaların ülkenin küresel itibarını bir şaka haline getirme riski taşıdığını düşünüyor.
Sonuç: Bir Mizahın Ciddi Boyutları
Trump, insan ilişkilerini ve siyaseti genellikle “güç ve zayıflık,” “kim kimi güldürüyor” çerçevesinde değerlendiriyor. Kabinesi, kişisel güvensizliklerinin ve üstünlük takıntısının somutlaşmış hali gibi görünüyor. Eleştirmenler, bu atamaların Amerika’yı yalnızca içeride değil, uluslararası arenada da tehlikeye sokabilecek bir mizah anlayışıyla yapıldığını savunuyor. Ancak bu, ulusal güvenlik ve istikrar pahasına yapılmış bir mizah gibi görünüyor.
Kaynak: NewYorker Dergisi