Gülseren Onanç
Çocuklukla başlar benim cesaret büyüsüne kapılmam. Her türlü iktidara kafa tutan, sisteme eyvallahı olmayan kahramanların peşine erken yaşta başladım.
Bu kahraman kimi zaman bir şarkı sözü yazarı kimi zaman bir roman kahramanı bazen bir yazar, bir şarkıcı bazen bir politikacı oldu.
Biri bana ne olmak istiyorsun diye sorsa “cesur olmak” istiyorum diyebilirdim. Mesleğimden, pozisyonumdan daha önemliydi cesur olmak.
İnsan dünyadaki haksızlıklara karşı hangi işi yaparsa yapsın mücadele etmeliydi.
Benim cesur kahramanlarım kof kabadayılar değil sahici, samimi bilgelerdi. Eşitlik, adalet barış kardeşlik savunucularıydı. Onlar yaşantıma yön verdiler, anlam verdiler. Annemin babamın bana öğretmediği değerleri onlar hiç haberleri olmadan bana öğrettiler.
Beni ben yaptılar.
Onlardan, aynı görüşte olmasam, tanımasam, bilmesem görmesem de mağdur olan herkesin ama özellikle kadınların ve kız çocukların haklarını savunmam gerektiğini öğrendim.
Nevzat Çelik’in şiirinde söylediği gibi
Türkiye’de Kürt
Almanya’da Türk
Fransa’da Cezayirli
Amerika’da Zenci
İsrail’de Filistin’li olmayı
Ama bunu az kolumuzun tarafında
Yani
solda durarak yapmayı öğrendim.
Oya Baydar en cesur kahramanlarından biri.
Oya dan “herşeyden sorumlu” olmayı, vicdanlı bir birey olarak mağdurun yanında durmayı ve en önemlisi aksiyon almayı öğrendim. Cizre’de, Diyarbakır’da yaşanan haksızlıklara karşı çıkıp ses çıkarmayı, örgütlü hareket etmeyi, siyasetçilerden hesap sormayı öğrendim.
Oya en zor zamanlarda bizi aksiyon almaya yönlendirdi. Kimsenin korkudan sesini çıkaramadığı zamanlarda bile korkusuzca sesini çıkararak umut oldu. Türkiye’de bir Oya Baydar yetiştiği için gurur duyuyorum. Onu tanıdığım, onunla yol arkadaşlığı yaptığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Bugün Oya’nın doğum günü.
Daha nice yılları birlikte geçirmek, cesur bilgeliğinden ilham almak, birlikte mücadele etmek için can atıyorum.
İyi ki doğdun benim cesur Oyacım.