İstanbul Barosu Başkan yardımcısı avukat Naran Moroğlu çoklu baro sistemine geçilmesinin kadına ve kız çocuklarına yönelik istismar vakalarına da yansıması olabileceği konusunda uyarıyor.
Kamuoyunda “çoklu baro” olarak bilinen 28 maddelik “Avukatlık Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, TBMM Adalet Komisyonu’nda muhalefet partilerinin itirazlarına ve baroların protestolarına rağmen AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi.
Ancak baro başkanları ve avukatlar, “çoklu baro” teklifine karşı itirazlarını Türkiye genelinde sürdürmeye kararlı.
Teklife göre avukat sayısı 5 binden fazla olan tüm illerde en az 2 bin avukat bir araya gelerek yeni bir baro kurabilecek. Teklifin bu bölümünden şimdilik İstanbul, Ankara ve İzmir baroları etkileniyor. 50 bin avukat üyeli İstanbul’da, 20 bin üyeli Ankara’da ve 10 bin üyeli İzmir’de en az 5 yeni baronun daha çıkabileceği hesaplanıyor. Yakın gelecekte de 5 bin üyeye yaklaşan Antalya barosu gibi pek çok kentte de çoklu baro yapılanmasının ortaya çıkabilecek.
Peki çoklu baro yalnızca baroları, avukatları mı ilgilendirecek? Teklif, halkı ve kadın haklarını nasıl etkileyecek?
Euronews’a konuşan İstanbul Barosu Başkan yardımcısı avukat Naran Moroğlu, pandemiyle mücadele sürecinde ana gündemin sağlık, ekonomik ve sosyal sorunların çözümü olması gerektiğini, bu süreçte Baroların yapısında ve seçim sistemlerinde değişik girişimlerinin, hem de Baroların görüşü alınmadan hiç doğru olmadığını söylüyor ve gündemden geri çekilmesi çağrısında bulunuyor.
Moroğlu, “Avukatlar, herkesin hak arama özgürlüğünün temsilcileridir. Bu nedenle avukatların meslek odası olan Barolar, kamu kurumu niteliğindedir ve meslek odası olmalarının yanında hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve yerine getirilmesine müdahil olmaktadır” diyor.
Moroğlu’na göre, çoklu Baro kurulması demek, yol açacağı çok yönlü sorunlar yanında, yurttaşlara ücretsiz avukat desteği sunulan Adli Yardım ve CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) hizmetlerinden gereği gibi nitelikli bir şekilde alınamaması, hak kaybına uğranması demek.
Kadınların hak talepleri nasıl etkilenecek?
Kadın hakları savunucuları, değişikliklerin kadına ve kız çocuklarına yönelik istismar vakalarına da yansıması olabileceği konusunda endişeli.
“Kadınlara, çocuklara yönelik şiddet, insan hakları ihlalidir. Fiziksel, sosyal, ekonomik, psikolojik veya cinsel şiddet mağdurlarına hukuki destek veren avukatların Baroları tarafından verilen seminerlerde bu konuda meslek içi eğitim almış olmaları önkoşuldur. Kurumsallaşmış bu çalışmalar, kurulması halinde çoklu Barolarda nasıl uygulanacaktır? Bu arada yurttaşların uğrayacağı hak kaybının telafisi mümkün mü,” diye soruyor Moroğlu.
Moroğlu’na göre, çoklu Baro kurulması, giderek artan kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarları olaylarında mağdurların adalete erişiminde belirsizlik yaşanması, zarara uğraması gibi sonuçlar doğurabilir.
Kaynak: Euronews, DW Türkçe