Ceren Ergenç, Duvar’da, ünlü TV sunucusu Zhu Jian tarafından cinsel taciz ve mobbinge uğradığını açıklayarak Çin’de #metoo hareketini başlatan Zhou Xiaoxuan’a karşı failin açtığı iftira davasının duruşmasında, Xiaoxuan’ı yalnız bırakmayan kadınlar üzerine yazdı.
Fotoğraf: Caiwei Chen, SUPChina muhabiri Çeviri: “Hep birlikte tarihten bir yanıt bekliyoruz”
Ceren Ergenç
25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü’ydü. “Umutsuzluğa kapıldığında bu kalabalığı hatırla” diyen Türkiyeli feministler hem sokaklarda hem çevrimici etkinliklerde buluştular. Onyıllardır meydanlarda buluşamayan Çinli kadınlar 2 Aralık’ta Pekin’de adliye önündeki kalabalığı hatırlayacaklar.
2018 yılında Harvey Weinstein’la başlayan #metoo dalgası tüm dünyayı sardı ve kadın hareketinin görece sınırlı olduğu Çin’e de ulaştı. O dönemde yapılan ifşaların içinde hem üniversite hocası hem TV sunucusu gibi toplumdaki statüleri yüzünden, hem de insan hakları STK’sinin yöneticisi gibi siyasi konumu yüzünden şok etkisi yaratanlar vardı.
O dönemde açılan davalar “kişinin beden bütünlüğüne saldırı” maddesinden açılmıştı. 2019 yılında Medeni Kanun’un revize edilmesiyle cinsel taciz ve saldırı kişiye yönelik şiddet eylemleri arasında tanımlandı. Bu ünlü davaların avukatları da yeni yasayla birlikte iddianamelerin değişmesi talebinde bulundular.
2 Aralık’ta Pekin’de bu ünlü davalardan birinin celsesi görüldü. Çevrimiçi kamuoyunda Xianzi lakabıyla bilinen Zhou Xiaoxuan, 2014 yılına devlet televizyonu CCTV’de senarist olarak staj yaparken ünlü TV sunucusu Zhu Jian tarafından cinsel taciz ve mobbinge uğradığını #metoo hareketine destek olmak için sosyal medyada açıklamıştı. Zhu Jian’ın genç gazeteciye iftira davası açması üzerine konu kamuoyunun dikkatini çeken bir mesele haline geldi. Zhu Jian ve benzeri güç konumunda olanlar tarafından cinsel tacize ve fiziksel şiddete uğrayan kadınlar Zhou Xiaoxuan’e ulaşmaya başladılar. Böylece, Xianzi, kendini Çin’de kadına karşı şiddetle mücadelenin hem sembollerinden biri hem de örgütlenme ağının ortasında buldu.
2 Aralık’a geldiğimizde ise, kız kardeşleri Xianzi’yı yalnız bırakmadılar. Dava öncesinde, Haidian Adliyesi’nin önünde beş yüze yakın destekçi, ellerinde pankartlar ve sanatsal çalışmalarla toplanmıştı. Bu, örgütlü gösterinin, hele ülkenin başkentinde tehdit algılandığı Çin için çok büyük bir rakam. Gerçekten de, polis pankartları indirmeye ve uluslararası medyanın muhabirlerini adliyeden yaka paça çıkarmaya çalıştı. Adliyeden atılan Weibo mesajları anında TT oldu ama bir o kadar hızla da sansürlendi. Ama, Xianzi’nın destekçileri neredeyse gece yarısına kadar süren duruşma süresince adliyenin önünden ayrılmadılar. Adliyenin önüne gelemeyen “sessiz destekçiler” de kurulan kamp alanına yiyecek göndererek destek oldular. Bu yazıda kullanılan görseller ‘Bu akşam, sadece Xianzi’nın değil, birbirimizin de arkadaşıyız’ başlığıyla Wechat’te yaygınlaştırıldı. Sabaha hesap engellenmiş de olsa ekran görüntüleri birçok kişinin hesabında duruyordu.