Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Boğaziçi eylemlerinden söz ederken ‘provokatör’ diye nitelediği, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Ayşe Buğra, “Provokasyon lafı o kadar kötü ki öğrenciye saygısızlık” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi’nin ‘kayyum rektör’üne yönelik protestoları eleştirirken “Osman Kavala denilen, adeta Soros’un temsilcisi kişinin karısı da provokatörlerin içerisinde yer alan bir kadındır” diyerek isim vermeden Buğra’yı hedef almıştı.
Ayşe Buğra’yı provakatörlükle suçlayan Erdoğan’a, hafta sonu Buğra’nın öğrencileri yazılı bir metinle cevap verdi. “Ayşe Buğra, Boğaziçi Üniversitesi’nin ve Türkiye’nin kıymetli bir değeridir” denilen metinde Buğra’ya yönelik saldırıların durdurulması istendi.
“Cinsiyetçi boş bir inanç”
Erdoğan’ın, hedef gösterirken dahi adını anmayıp “Osman Kavala’nın karısı” demesi cinsiyetçi, kutuplaştırıcı ve ötekileştirici bir söylem olarak değerlendirilirken, Boğaziçi Dayanışması, Erdoğan’a hitaben yayınladıkları açık mektupta, “Siz ‘Osman Kavala’nın karısı da bu provokatörlerin arasında yer alıyor’ diyerek adını bile anmadan Ayşe Buğra’ya sataşıp, hedef gösteriyorsunuz. Bir kadının bahse değer tek özelliğinin onun eşi olduğuna dair cinsiyetçi boş inancı çiğ bir üslupla dile getiriyorsunuz. Biz ise “Ayşe Buğra kıymetli bir hocamız, ve bir bilim insanıdır’ diyoruz” sözleriyle Buğra’nın yanında durduklarını ifade etti.
“Öğrenciye saygısızlık”
Sözcü gazetesinden İsmail Saymaz’a konuşan Buğra, çok sarsıldığını belirterek Erdoğan’ın ifadeleri karşısında ne hissettiğini şu ifadelerle anlattı: “Provokasyon lafı o kadar kötü ki öğrenciye saygısızlık. Bizim öğrencilerimiz görüldü değil mi? Nasıl insanlar oldukları, nasıl kendilerini ifade edebildikleri… Hocalarının yönlendirmesi ile ortalığa dökülecek insanlar olmadığı herhalde görülüyor. Ne diyeyim?”
2017’de Boğaziçi’nden emekli olduğunu, sosyal medyayla ilişkisi olmadığını, Twitter ve Facebook kullanmadığını anlatan Buğra şunları söyledi:“Bir ders veriyorum. Onu da internetten veriyorum. Okula gitmiyorum. Direnişler sırasında bir iki kere gittim. Birine katıldım ama yani nasıl bir provokasyon yapıp da insanları…. ”
Buğra akademisyen ve öğrencilerin ne istediklerini ise şöyle anlattı: “Akademisyenler ve öğrenciler üniversiteyi korumaya çalışıyorlar. Çok kolay girilen bir yer değil Boğaziçi. Bunlar hakikaten çok çalışkan, ne yaptığını bilen insanlar. Aileler yıllarca uğraşıyor çocukları hazırlamak için. Ve çok memnunlar orada olmaktan. Çok sahipleniyor. Çok seviyorlar. Çok iftihar ediyorlar okullarıyla. Dışarıdan etkilerle bozulmasını istemiyorlar. Bir koruma içgüdüsü bu.”
‘Vandallık’ suçlamasına, “Hangi vandallık? Hepsinin talebi ortak: Bu üniversiteyi rahat bırakın” diyerek tepki gösterdi.
Kaynak: Diken, Duvar