Stanford Üniversitesi’nden yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, kadınlar Zoom yorgunluğu geliştirmeye erkeklerden daha yatkın. Sebebi ise, platformun ayna özelliği.
Stanford Üniversitesi’nde yapılan ve geçtiğimiz günlerde kamuoyuna duyurulan bir araştırmaya göre, kadınlar Zoom yorgunluğu geliştirmeye daha yatkın. Bunun başlıca sebebi ise platformlardaki ayna özelliği.
Araştırmaya göre, video konferans oturumlarından sonra kadınların yüzde 13,8’inden fazlası, erkeklerin yüzde 5,5’i ile karşılaştırıldığında, “çok” ile “son derece” bitkin hissediyor.
Stanford Sosyal Medya’nın Kurucu Direktörü ve araştırmanın yazarı Jeff Hancock, bu “ayna” penceresinden yaşanılan gerginliği “ayna kaygısı” olarak tanımlıyor. 10.000 katılımcı, Hancock’un “ayna kaygısı” da dahil olmak üzere video konferans sorularını yanıtladıktan sonra bir Zoom Yorgunluğu ölçeği geliştirildi.
Verilerden yararlanarak yürütülen çalışma doğrultusunda, video konferans sırasında ekranda katılımcıların kendilerini gördükleri küçük ayna özelliğinin, kadınlar arasındaki video konferans yorgunluğunun başlıca nedeni olduğu keşfedildi. Araştırma sonuçları, kadınların erkeklere göre daha fazla ayna kaygısı yaşadığını gösteriyor.
Araştırma ekibi, yanıtlayanların kendi içlerinde doğru olmayan özellikler çıkarabileceğinden, bildirilen verilerin başka faktörlerden etkilenebileceğine dair şüpheye yer bırakmamak ve sonuçların tutarlı olup olmadığını belirlemek için ek bir test daha yaptılar. Kullanıcılardan genel video konferans sistemleriyle ilgili deneyimlerini yazmalarını istediler. Ama asıl amaçları, katılımcıların zamirleri nasıl kullandıklarını incelemekti. Hancock’a göre, “ben” ve “benim” gibi birinci tekil şahıs zamirlerini kullanan kişiler daha çok kendine odaklı oluyorlar. Öte yandan, “Biz” ve “onlar” gibi zamirleri kullananlar, dikkatlerini başkaları üzerine yoğunlaştırıyorlar. Sonuçlar, “kadınların Zoom hakkında konuşurken daha çok birinci tekil şahıs kullandığını ve bunun kendilerini ne kadar yorgun hissettikleriyle bağlantılı olduğunu” gösterdi. Böylelikle, ilk testte bildirilen sonuçlar, dilsel verilerle de desteklendi.
Peki bu ayna özelliği neden kadınların kaygı seviyelerinde artışa neden oluyor? Sebep dikkatlerin neye odaklandığıyla alakalı gibi görünüyor. Hancock, ekibini dijital aynaların etkisini arattırmaya iten diğer makalelerden bahsederken, kadınların daha fazla kendi kendilerine odaklanmaya yatkın olduklarını ve fiziksel aynalar tarafından da kolayca dikkatlerinin dağıldığını belirtiyor. Genel olarak bakıldığında, uzun süreli kendine odaklanma, endişe ve kaygı gibi olumsuz psikolojik sonuçlar doğurabiliyor. Ancak bu kadınların, “benmerkezci” olduğu anlamına gelmiyor.
Hancock bu durumu şöyle açıklıyor: “Batı toplumunun fiziksel güzelliği kadınlar için daha önemli hale getirdiği oldukça iyi biliniyor”. Bu durum, kadınların üstünde nasıl göründükleri ve davrandıkları konusunda her zaman büyük bir toplumsal baskı olduğunu gösteriyor. Pandemiyle geçen bir yıl ise, kadınların bu toplumsal baskıyı deneyimleyeceği başka bir yol yarattı.
Çeviren: Gizem Evgin