BM Dünya Mutluluk Raporu, mutluluğun aslında oldukça başarılı sonuçları olan bir kamu politikası olabileceğini ortaya koyuyor. Ve mutluluğu önceleyen kamu politikaları çoğu zaman kadın liderler tarafından destekleniyor.
Mutluluk genellikle anlaşılması zor bir duygudur, bir kişinin hayatındaki kısacık bir andır. ‘Ulusal mutluluk’ kulağa saçma gelebilir, ancak Birleşmiş Milletler’in yakın tarihli bir raporu, mutluluğun aslında oldukça başarılı sonuçları olan bir kamu politikası olabileceğini ortaya koyuyor.
2021 Dünya Mutluluk Raporu, insan altyapısına (insanların yaşam kalitesini iyileştiren hizmetler ve sistemler) yapılan yüksek düzeyde devlet harcamasının mutluluğun anahtarı olduğunu gösteriyor.
Dünya Mutluluk Raporu’nun en üst sıralarında yer alan ülkelerin ortak noktası, insan altyapısına yüksek düzeyde kamu yatırımı yapmaları. Finlandiya üst üste dördüncü kez birinci olurken, onu Danimarka, İsviçre, İzlanda ve Hollanda izliyor. Ve doğumundan itibaren insanı önceleyen büyük yaptırımlar yaptıkları için kuvvetli piyasa ekonomilerine sahipler.
Örneğin Finlandiya, 1906’da kadınlara oy kullanma ve parlamento seçimlerine katılma hakkı veren Parlamento Yasası’nı ABD’den çok daha önce kabul etti ve bugün kadınlar Finlandiya’nın ulusal yasama meclisinin yaklaşık yarısını oluşturuyor.
Ne Dünya Mutluluk Raporu ne de politika yapıcılar ikisi arasındaki bağlantıyı kabul ediyor: İnsan altyapısı, bu ülkelerin hükümet düzeyindeki kadın liderler tarafından destekleniyor. Bu, hala genel olarak göz ardı edilen başka bir gerçekle açıklanabilir: Çocuklara ve yaşlılara bakmak gibi bakım işleri, erkekleri kadınlardan üstün gören üstü kapalı cinsiyetçi değerler sistemi altında değersizleştirildi.
Liderlik pozisyonlarımdaki kadınlar, insani gelişmeyi beslemeye ve cinsiyete dayalı iş bölümünü dengelemeye yardımcı olan kamu hizmetlerine erişimin artırılmasını çözümün anahtarı olarak görüyor. Bu nedenle kadın liderler, yüksek kalitede erken eğitimden evrensel sağlık hizmetlerine kadar insan altyapısını destekleyen daha özenli politikaların geliştirilmesine ön ayak oluyorlar.
Bununla birlikte, kadınların hükümetlerin politika oluşturma sürecine katılımı, genel olarak kadınların toplumda da statü sahibi olmalarıyla doğrudan ilintilidir. Uluslararası araştırmalar, kadınların statüsünün bir ulusun genel yaşam kalitesi ve ekonomik başarısının güçlü bir göstergesi olduğunu gösteriyor.
Kadınların yüksek statü sahibi olması, kadınların seçimlere aday olma konusunda güçlendiriyor. Bununla birlikte, Finlandiya, Norveç, Danimarka ve İsveç gibi cinsiyet eşitsizliğin en düşük olduğu ulusların ekonomik açıdan da başarılı oldukları gerçeği çoğu zaman göz ardı ediliyor.
2021 Dünya Mutluluk Raporu’ndaki başarı öyküleri, duyarlı kamu politikaları ve kamu refahını öncelemenin ekonomiyi ciddi anlamda güçlendirdiğini gösteriyor.
Kaynak: Ms Magazine