Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı bilim insanlarının hazırladığı iklim değişikliği raporunun büyük etki yaratması bekleniyor. Rapora göre, küresel ısınma öngörülenden on yıl önce, 2030’a kadar 1,5 derece artacak.
Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) iklim değişikliğine ilişkin yeni değerlendirme raporunu açıkladı. Rapora göre, küresel ısınmanın “korkunç sonuçları” giderek daha belirgin hale gelirken iklimin korunması için gösteriler çabalar ise yetersiz kalıyor.
BBC Çevre Muhabiri Matt McGrath, rapordan çıkarılması gereken beş dersi sıralıyor:
1) İklim değişikliği yaygın, yoğun ve hız kazanan bir sorun, gidişat bize bağlı
BM raporunu güçlü ve çarpıcı kılan şey, bilim insanlarının iddialarını özgüvenle dile getirmesi.
Raporun ‘Politika Belirleyiciler için Özet’ başlıklı 40 sayfalık bölümünde “büyük ihtimalle” ifadesine 42 kez yer verilmiş. Bilimsel açıdan bu yüzde 90-100 oranında bir kesinlik ifade ediyor.
Londra’daki UCL Üniversitesi’nden Prof Arthur Petersen, BBC’ye verdiği demeçte, “Raporda sürpriz denebilecek tek bir şey yok; bu kadar güçlü kılan şey ise genel olarak hakim olan kesinlik ifadesi” diyor.
Saptanan en net konu ise iklim değişikliğinde insanın sorumluluğuna dair. Artık kaçamak bir ifade kullanılmıyor: Olanlardan biz sorumluyuz.
Raporun yazarlarından biri olan Dr. Amanda Maycock, İngiltere’deki Leeds Üniversitesi’nde görevli. “1,5 derece eşiği, siyasi olarak önemli bir eşik elbette ama iklim bakımından bu bir bıçak sırtını ifade etmiyor; yani ‘1,5 derece sınırı aşıldığında her şey felaket olacak’ diye bir durum yok” diyor.
“Raporda değerlendirmeye alınan en düşük emisyon senaryosuna göre, bu yüzyıl içerisinde ısınma 1,5 derece civarında veya altında stabilize oluyor. Bu şekilde ilerlenirse, iklim değişikliğinin sonuçları büyük ölçüde önlenebilir.”
3) Kötü haber: Ne yaparsak yapalım deniz seviyesi yükselecek
Raporda, mevcut senaryoya göre, deniz seviyesindeki yükselmenin muhtemel oranı aşarak bu yüzyıl sonunda 2 metreyi, 2150’de ise 5 metreyi bulabileceği belirtiliyor. Bu ihtimal düşük olsa da, sera gazı emisyonunun çok yükseldiği bir senaryoda ihtimal dışı da değil.
Ancak, emisyonun sınırlanması ve sıcaklık artışının 2100 itibarıyla 1,5 derece civarında tutulması halinde bile deniz seviyesi yükselmeye devam edecek.
IPCC raporunu hazırlayan çalışma grubunun başkanlarından Valerie Masson-Delmotte’ye göre, “Deniz seviyesinin giderek yükselmesi, geçmişte yüz yılda bir yaşanan olayların, gelecekte çok daha sık yaşanması anlamına gelecek”.
“Geçmişte yüz yılda bir meydana gelen olay, bu yüzyıl ortasında on yılda bir veya iki kez yaşanacak. Bu raporda sunduğumuz bilgi çok önemli; göz önünde bulundurulmalı ve bu olaylara hazırlık yapılmalı.”
4) İyi haber: Bilim insanları neyin işe yarayacağı konusunda daha emin
Raporda, geçmiştekilere kıyasla daha net ve ciddi uyarılar var. Ama umut da var.
CO2 seviyesinin iki katına çıkmasının gezegende sıcaklık artışına etkisinin ne olacağına dair beklentiler bakımından, 2013 raporunda 1,5 derece ile 4,5 derece arasında bir artıştan söz ediliyordu. Bu raporda ise üst sınır 3 derece olarak belirlendi.
Rapordaki bir diğer büyük sürpriz de atmosferin ısınmasına yol açan gazlardan biri olan metan gazı ile ilgili. IPCC’ye göre, gezegende sıcaklık şu anda 1,1 derece artmış durumda ve bunun 0,3 derecesi metan gazından kaynaklandı.
Petrol ve doğal gaz, tarım ve pirinç ekiminden kaynaklı emisyonların azaltılması kısa vadede büyük sonuçlar elde edilmesini sağlayabilir.
ABD Çevre Savunma Fonu’ndan Prof. Fred Krupp, küresel ısınmaya karşı en hızlı ve en etkili yolun, insan etkinliklerinden kaynaklı metan gazı emisyonunu azaltmaktan geçtiğini vurguluyor.
5) Politikacılar tedirgin, mahkemeler yoğun olacak
Yeni rapor, politikacıların harekete geçmemesi halinde neler olacağına dair çok daha güçlü, net ve emin öngörüler içeriyor.
Zamanında önlemler alınmaz ve COP26 fiyaskoyla sonuçlanırsa mahkemeler daha fazla devreye girebilir.
Son yıllarda İrlanda ve Hollanda’da çevreci kampanyalar hükümetleri ve şirketleri harekete geçirmek için davalar açtı ve bunlar etkili de oldu.
Çevre örgütü Greenpeace Nordic’ten siyasi danışman Kaisa Kosonen, “Eylemsizlik yoluyla bu raporun rafa kaldırılmasına izin vermeyeceğiz. Kendimiz mahkemelere taşıyacağız” diyor ve şöyle devam ediyor:
“İnsan kaynaklı emisyonlarla aşırı hava olayları arasındaki bilimsel verileri güçlendirme yoluyla IPCC, fosil yakıt sanayini ve hükümetleri iklim değişikliğindeki doğrudan sorumlulukları bakımından her yerde herkes için yeni ve etkili araçlar sunuyor.
IPCC’nin bilimsel verilerinin ne kadar güçlü olduğunu anlamak için STK’ların Shell’e karşı kazandığı davaya bakmak yeterli.”
Kaynak: BBC Türkçe