Japonya’da iktidar partisi LDP’nin genel başkanlığına adaylığını koyan Sanae Takaichi, kazandığı takdirde 28 Kasım’da yapılacak başbakanlık seçimi için yarışan ülkedeki ilk kadın aday olacak.
Dünyanın en ataerkil toplumlarından biri olarak bilinen Japonya’da Sanae Takaichi’nin adaylığı çok da “progresif” olarak tanımlanmıyor.
Fotoğraf: REUTERS/Issei Kato
28 Kasım’daki 49. Japonya genel seçimleri öncesinde, 29 Eylül’de iktidar partisi LDP içerisinde bir Genel Başkanlık seçimi yapılacak. Liberal Demokrat Parti Başkanı Yoshihide Suga’nın görevlerini bırakacağını açıklamasının ardından her iki pozisyon için de parti içindeki yarış sürüyor.
İlgili yarışın üç önemli isim etrafında geçeceği söyleniyor; COVID-19 Aşı Bakanı Taro Kano, eski Dışişleri Bakanı Fumio Kishida ve seçilirse ülkenin ilk kadın başbakanı olacak eski İçişleri Bakanı Sanae Takaichi.
‘Progresif’ görülmüyor
Takaichi Sanae Okinawa ve Kuzey Topraklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı Bilim ve Teknoloji Politikası Bakanlığı, Cinsiyet Eşitliği ve Sosyal İşleri Bakanlığı, Gıda Güvenliği Bakanlığı, İnovasyon Bakanlığı ve İçişleri ve İletişim Bakanlığı gibi önemli görevlerde bulunmuş deneyimli bir siyasetçi.
Dünyanın en ataerkil toplumlarından biri olarak bilinen Japonya’da Sanae Takaichi’nin adaylığı çok da “progresif” olarak tanımlanmıyor.
LDP’nin muhafazakâr kanadı tarafından desteklenen Takaichi, anketlerde şimdilik Kono Taro’nun gerisinde gözükse de, ABD’de ve dünya genelinde kadın siyasetçileri destekleme politikasıyla bilinen Demokrat ABD Başkanı Joe Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in de desteğini alarak, Japonya tarihinin ilk kadın başbakanı olarak tarihe geçmeyi istiyor.
Takaichi’nin politikalarının ve fikirlerinin ülkenin geleneksel tarafını temsil ettiği, feminizm ve cinsiyet eşitliği kavramına karşı olan aşırı milliyetçi sivil toplum kuruluşu The Nippon Kaigi’nin bir üyesi olduğu söyleniyor.
Sanae Takaichi’nin güneş ve rüzgârdan elde edilen yenilenebilir enerji yerine nükleer enerjiyi desteklediği de biliniyor.