Hindistan’da kısa süre önce açıklanan resmi verilere göre, geçen yıl 22 bin 372 ev kadını intihar etti. Bu da ortalama olarak günde 61, ya da 25 dakikada bir intihar anlamına geliyor. Ruh sağlığı uzmanlarına göre, en büyük etkenlerden biri ev içi şiddetin yaygın olması.
Kuzeydeki Varanasi kentinde psikolog olan Dr. Usha Verma Srivastava, “Kız çocuklarının çoğu, evlilik için gerekli yasal yaş olan 18’ine gelir gelmez evlendiriliyor. Birilerinin eşi ve gelini oluyorlar, bütün günlerini evde yemek, temizlik ve diğer işlerle geçiriyorlar. Her türlü baskıya maruz kalıyorlar, fazlaca özgürlükleri ve kendilerine ait paraları olmuyor” diyor.
Dr Verma Srivastava’ya göre daha ileri yaşlardaki kadınlarda intihar nedenleri farklı:
“Çocukları büyüyüp evden ayrılınca, birçoğu boş yuva sendromu yaşıyor, çoğunda depresyona ve ağlama krizlerine yol açan menopoza geçiş sendromları görülüyor.”
Psikiyatrist Soumitra Pathare ise hayatlarına son veren Hintli kadınların üçte birinin evde şiddete uğradığını söylüyor.
“Yapılacak ilk iş verilerin daha güvenli olmasını sağlamak”
Hindistan, dünyada en çok intiharın görüldüğü ülke. Dünyadaki intiharların dörtte biri Hintli erkekler tarafından gerçekleştiriliyor. Hintli kadınlar ise tüm dünyada 15-39 yaş grubunda intihar edenlerin yüzde 36’sı.
Ruh hastalıkları ve intiharların önlenmesi konusunda çalışmalar yapan Dr Pathare, buna rağmen resmi rakamların gerçeğin çok altında olduğunu ve sorunun çapını yansıtmadığını söylüyor.
Hindistan’ın, intihar oranlarını azaltmak için bir strateji geliştirmeye çalıştığı bir dönemde, Dr. Pathare’ye göre yapılacak ilk iş, verilerin daha güvenilir olmasını sağlamak.