Close Menu
  • Eşitlik
  • Barış ve Güvenlik
  • Siyaset
  • Adalet
  • Emek
  • Kültür-Sanat
  • Ekoloji
  • Bülten Üyeliği
  • Podcast
  • english
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube TikTok Telegram
Hakkımızda
SES Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube TikTok Telegram
  • Eşitlik

    8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun

    8 Mart 2025

    Yasaklamalara Rağmen Kadınlar Bizi Feminist Gece Yürüyüşü’ne Çağırıyor

    8 Mart 2025

    Çin’de Feminist Komedi: “Her Story” ve Kadınların Mücadelesi

    5 Ocak 2025

    Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarsız Bütçe

    9 Aralık 2024

    Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Hareketinde Erkeklerin Rolü

    25 Kasım 2024
  • Barış ve Güvenlik

    Barış Savunucusu Jimmy Carter Hayatını Kaybetti

    30 Aralık 2024

    Nimet Nimettir!

    24 Aralık 2024

    Rahibeler, Mızıkçı Kabadayılar, Kayyımlar

    23 Aralık 2024

    Barış ve Huzur İçinde Yaşamak İstiyoruz!

    23 Aralık 2024

    Kadınlar Tepkili: Hayatlarımıza, Haklarımıza, Hayallerimize Kayyım Atayamayacaksınız!

    10 Kasım 2024
  • Siyaset

    Yerel Demokrasi İçin İş Birliği Çağrısı

    12 Ocak 2025

    Bakanlık: Kreşleri Kapatın CHP: Hodri Meydan; Gelin Kapatın

    26 Kasım 2024

    CHP Kadın Çalıştayı: Çare Eşitlikte

    25 Kasım 2024

    Trump ve Adamları

    18 Kasım 2024

    Kadınlar Tepkili: Hayatlarımıza, Haklarımıza, Hayallerimize Kayyım Atayamayacaksınız!

    10 Kasım 2024
  • Adalet

    Pınar Selek:Feminizm Olmadan Faşizmi Aşamayız

    3 Şubat 2025

    AİHM’den Fransa’ya Kınama: Seks Evlilik Yükümlülüğü Değildir

    27 Ocak 2025

    Gisèle Pelicot: Kimin Utanması Gerektiğini Dünyaya Gösteren Kadın

    24 Aralık 2024

    Narin Cinayeti Araştırma Önergesi İktidar Partileri Tarafından Reddedildi

    4 Ekim 2024

    2024 Hrant Dink Ödülleri Kadın Hakları Mücadelesine

    23 Eylül 2024
  • Emek

    Türkiye: Çalışan Kadınlar İçin En Kötü Ülke

    24 Nisan 2025

    DİSK:Greve Çıkalım. Hayatı durduralım.

    9 Mart 2025

    Yasaklamalara Rağmen Kadınlar Bizi Feminist Gece Yürüyüşü’ne Çağırıyor

    8 Mart 2025

    Polonez İşçileri Kazandı:Birleşen İşçiler Asla Yenilmez

    7 Ocak 2025

    Bedeni Hür Kadın Öğretmenler

    20 Ekim 2024
  • Kültür-Sanat

    Dünyaca Ünlü Kemancı Ayla Erduran’ın Ardından

    12 Ocak 2025

    Çin’de Feminist Komedi: “Her Story” ve Kadınların Mücadelesi

    5 Ocak 2025

    Viyana Filarmoni İlk Kez Bir Kadının Bestesine Yer Verdi

    5 Ocak 2025

    Demet Değil Mehmet Olsaydım İşim Daha Kolay Olacaktı

    9 Aralık 2024

    Oya Baydar: Hak Mücadelesiyle Geçen Bir Hayat

    2 Aralık 2024
  • Ekoloji
  • Podcast
  • English
Hakkımızda
SES Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu

Kadınlara Cesaret ve İlham Veren Olaylar: 2021’de Neler Yaşadık?

30 Aralık 2021 Dayanışma
Facebook Twitter WhatsApp Email

2022 için gün sayarken, bizler de cinsiyet eşitliği ve dünyadaki kadın hakları için unutulmaz anlara bir göz atmak istedik ve kadınlara ilham veren, mücadelede öncü olan kadınları ve kazanımlarını aşağıdaki başlıklarda özetledik.

Toplumsal muhalefetin kutup yıldızı: Türkiye’de kadın hareketinin direnişi

AKP döneminde daha şiddetlenen erkek tahakkümüne teslim olmayan, hak mücadelesi yolunda her daim kararlılığını korumayı başaran Türkiye’deki kadın hareketi, bugün toplumsal muhalefetin ‘kutup yıldızı’ haline geldi. Bu yıl kadın hareketi birçok toplumsal soruna karşı cesaretle sesini çıkardı, sokakta taleplerini savundu ve kadınlar arasında dayanışmayı güçlü bir şekilde ördü.

AKP iktidarının gündeme getirdiği, 2011 yılında imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışmasına karşı kadınlar sözleşmeyi canla başla savundu, yargı yollarına başvurdu, AB ve uluslararası kurumlarının sürece sahip çıkması yönünde çalışmalar yaptı. Türkiye’nin sözleşmeden 1 Temmuz’da resmi olarak çekilmesine engel olunamasa da, kadın hareketi mücadeleyi hiç bırakmadı. Danıştay’da çok sayıda yürütmeyi durdurma davası açılırken, bir yandan da kadınlar “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” diyerek alanlarda sözleşmeyi savundu, savunmaya da devam ediyor.

İstanbul Sözleşmesi’nin yanı sıra, kadın örgütleri ve aktivistler, kadın ve çocuk haklarını ciddi tehdit eden 5. Yargı Paketi’ne karşı yürüttüğü mücadeleyle, kadınların siyasette ve muhalefetin yürüttüğü parlamenter sistem görüşmelerinde eşit temsili için siyasi partilere baskı uygulayarak ve kadına yönelik şiddete yönelik dava takibi, hukuki destek ve kampanyalarla, kadınların eşitlik ve hak mücadelesini daha da büyüttü.

Kadın mücadelesinin önde gelen isimleri bu yıl çok sayıda uluslararası ödüle layık görüldü. Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddet Eski Özel Raportörü, sosyolog Prof. Dr. Yakın Ertürk, 2020 İnsan Hakları Ödülüne layık görüldü. Finlandiya Başbakanlığı Uluslararası Cinsiyet Eşitliği Ödülü’nün bu yılki sahibi Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu oldu. Avukat  ve kadın hakları savunucusu Nazan Moroğlu, Uluslararası Üniversiteli Kadınlar Federasyonu’nun (GWI) ‘Dünyanın 100 Öncü Kadını’ listesine seçildi. Uluslararası Fransız-Alman İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Ödülü, insan hakları savunucusu Nebahat Akkoç’a, Uluslararası Hrant Dink Ödülü ise Mor Çatı Derneği’nin kurucularından kadın hakları savunucusu ve hukukçu Canan Arın’a verildi.

LGBTİ+ mücadelesi: ‘Her yürüyüşümüz onur yürüyüşü’

Türkiye, Rainbox Index’e göre, LGBTİ+’lar için Avrupa’nın en kötü ikinci ülkesi. 2015 yılından bu yana Onur Yürüyüşleri yasaklı. OHAL döneminde LGBTİ+ etkinliklerine yönelik verilen yasaklama kararı Bölge İdare Mahkemesi tarafından kaldırılmasına rağmen yasaklar, de facto olarak halen sürüyor.

Türkiye’de LGBTİ+’lara yönelik toplum baskısı ve nefret söyleminin belki de en büyükleri bizzat siyasal iktidar ve devlet yöneticileri tarafından üretiliyor. Erdoğan, LGBTİ+’ları sapkınlıkla suçluyor, Diyanet İşleri Başkanı cuma hutbesinde koronavirüs salgınına “LGBTİ+’ların neden olabileceğini” öne sürüyor. LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemi ve toplum baskısı, koruyucu yasaların olmadığı koşullarda doğrudan nefret cinayetine giden yolları döşüyor. Öyle ki Transgender Europe’ın (TGEU) 2008’den bu yana yürüttüğü Trans Cinayetleri İzleme Projesi verilerine göre Türkiye dünyada en fazla trans cinayeti işlenen ülkelerden biri.

Duygusal, ekonomik, sözlü, fiziksel, cinsel ve siber şiddet de dahil her türlü şiddetin hedefinde olan LGBTİ’ların aslında sadece var oluşları bile direniş. Oysa onlar var oluşlarını kitlesel direniş ve sokak eylemleri ile de taçlandırıyorlar. Devletin en üst mercileri tarafından yasaklanmasına rağmen her yıl binlerce kişi “Her Yürüyüşümüz Onur Yürüyüşü” diyerek kent meydanlarında toplanıyor ve eşit yurttaşlık talebini yükseltiyor.

2021 yılında da İstanbul Valiliği ve Beyoğlu Kaymakamlığı’nın “devletin bölünmez bütünlüğü, genel ahlak ve COVID-19 tedbirleri” gerekçesiyle verdiği çifte yasaklama kararına rağmen binlerce kişi “Genel ahlak kimin ahlakı” diyerek sokakları doldurdu. Ancak polisin eyleme yönelik saldırısında en az 20 kişi gözaltına alınırken, çok sayıda LGBTİ+ aktivisti de yaralandı.

İstanbul’daki 19. Onur Yürüyüşü sırasında Alman sanatçı Liana Georgi’nin polislerin önünde dans ederek yürüdüğü anlar ise viral oldu. Milyonlarca kişi tarafından paylaşılan görüntüleri gündemleştirenlerden biri de dünya starı Madonna oldu. Madonna Georgi’nin kalabalık bir polis konvoyunun önünde yürüdüğü görüntüleri paylaşarak, “Neden bu kadar çok polis var?” diye sordu.

Kürtaj yasağına geçit yok: Polonya’da kadın mücadelesi

Polonyalı kadınlar 2016 yılından bu yana sağcı yönetim ve Katolik kilisesinin hedefindeki kürtaj haklarına sahip çıkmak için büyük bir cesaretle mücadele ediyor. Polonya’da bu yılın başında yürürlüğe giren kürtaj yasağına ve bedenlerine yönelik saldırılara karşı kürtajı savunmak ve yasayı geri çektirmek için kitlesel olarak defalarca sokağa çıkan kadınlar şimdi nihai bir kazanıma her zamankinden daha yakınlar.

Nitekim Polonya’da geçtiğimiz Kasım ayında kürtaj yasağı nedeniyle bir kadının ölümünün ardından yeniden alevlenen kürtaj tartışmaları şimdilik nihayetlendi. Kürtajı cinayet olarak kodlayan yasa tasarısı milletvekilleri tarafından reddedilerek kürtajın bir hak olarak tanınmasına bir adım daha yaklaşıldı.

Polonyalı kadınların mücadele alanlarından bir diğeri de İstanbul Sözleşmesi. Polonya, sözleşmeyi kabul etmesine rağmen, son yıllarda ‘çekilme’ tartışmaları da gündemde. Muhafazakar çevrelerin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek için baskı yaptığı, aktivistlerin ise mücadeleyi sürdürdüğü ülkede yaşanan süreç, Türkiye’yle ciddi bir benzerlik gösteriyor.

25 Kasım’da “Birbirimize cesaret vermemiz gerekiyor. Kız kardeşlik hepimiz için gurur kaynağı. Uzun vadeli sürecin sonunda, her bir kadın kendini ve birbirini özgürleştirecek” mesajını veren Polonyalı kadınlara selam olsun!

Özgür ve özerk üniversite mücadelesine can suyu: Boğaziçi direnişi

2021’in ilk günlerinde Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum rektöre karşı mücadele eden Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin direnişi birinci yılını doldurmak üzere. Öğrenciler ve akademisyenler 2021 yılı boyunca üniversite rektörlerinin atama yoluyla değil, tüm bileşenlerin katıldığı demokratik seçimlerle belirlenmesi için SES yükselterek, demokratik, özgür ve özerk üniversite talebini büyüttü.

Ne var ki, Boğaziçi bileşenlerinin direnişi yıl boyunca sık sık siyasal iktidar tarafından hedef gösterildi, kolluk güçleri ve yargının orantısız müdahalelerine uğradı. Bu süre zarfında Boğaziçililer ilk kayyum Melih Bulu’yu göndermeyi başardı. Ancak bu kez de direniş bileşenlerinden güvenoyu alamayan Fizik bölümünden Prof. Dr. Naci İnci okulun başına getirildi.

Boğaziçi direnişi, uzun süren her direniş gibi zaman zaman düşme eğilimi gösterse de, direniş tarihine adını altın harflerle yazdırdı bile. Farklı mücadele bileşenlerinin çatısı altında devam eden direnişin özneleri geçtiğimiz bir senede ciddi bedeller de ödedi: Birçok öğrenci tutuklandı, bursları kesilenler, yurtlarından atılanlar oldu; sözleşmeli akademisyenlerin işlerine son verildi, bazı dersler kapatıldı.

Fizik Bölümü öğrencisi Ersin Berke Gök ile Tarih Bölümü öğrencisi Caner Perit Özen ise halen Silivri Hapishanesi’nde tutuklu bulunuyor.

‘Daha eşit ve mutlu bir gelecek için kadın liderliği’: 9 ülke, tercihini kadın devlet başkanı veya başbakandan yana kullandı

Bu yıl yayınlanan BM Dünya Mutluluk Raporu, mutluluğun aslında oldukça başarılı sonuçları olan bir kamu politikası olabileceğini ortaya koydu. Ve mutluluğu önceleyen kamu politikaları çoğu zaman kadın liderler tarafından destekleniyor. Ancak BM Kadın Birimi ve Parlamentolar Arası Birlik 2021 Siyasette Kadın Haritası’na göre, tüm dünyada siyasi temsilde toplumsal cinsiyet eşitliği istenen seviyeye hala ulaşmadı. Öte yandan dünyanın dört bir yanında umudu pekiştiren pek çok gelişme yaşandı bu yıl.

Almanya’da Merkel döneminin ardından, Olaf Scholz’un başkanlığında, Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FPD) koalisyonu ile kurulan hükümetin yeni bakanlar kurulunda 8 kadın ve 8 erkek bakan yer aldı. Böylece Alman kabinesinde eşit temsil sağlanmış oldu. İzlanda’da yapılan genel seçimlerde, 63 sandalyeli meclise 30 kadın milletvekili seçildi ve mecliste kadın temsiliyeti yüzde 47,6’ye yükseldi. Bu oran, İzlanda’yı Avrupa sıralamasında ilk sıraya koydu. Arnavutluk’ta 17 üyelik yeni kabineye 12 kadın bakan seçildi.

9 ülke ise tercihini kadın devlet başkanı veya başbakandan yana kullandı.

Kaja Kallas, Estonya’nın bağımsızlığını kazandığı 1991’den bu yana seçtiği ilk kadın başbakanı oldu.

Tanzanya’da eski Devlet Başkanı John Magufuli’nin hayatını kaybetmesinin ardından görevi devralması beklenen Devlet Başkanı Yardımcısı Samia Suluhu Hassan, ülke tarihinde başkanlık koltuğuna oturan ilk kadın oldu.

38 yaşındaki Vyosa Osmani, Kosova’nın cumhurbaşkanı seçildi. Ülkenin ikinci kadın cumhurbaşkanı olan Osmani, ataerkil bir toplumsal yapıya sahip ülkede kadınlar için bir rol model olarak görülüyor.

Fiame Naomi Mata’afa, Güney Pasifik’in ada ülkesi Samoa’da 1982’den beri iktidardaki partinin 20 yıldan uzun süredir başbakanlık yapan, dünyanın en uzun görev yapan ikinci başkakanı Tuilaepa Sailele Malielegaoi’yu mağlup ederek ülkenin ilk kadın başbakanı oldu.

Geçen yıl seçilen Moldova’nın ilk kadın cumhurbaşkanı Maia Sandu’nun aday gösterdiği Natalia Gavrilita’nın başbakanlık görevine getirilmesiyle ülke yönetiminde kadınların ağırlığı arttı.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, siyasi kriz sonrası Meclis’in yetkilerini askıya aldıktan sonra, Necla Bouden Romdhane’yi başbakan olarak atadı. Romdhane, ülkenin ve Arap coğrafyasının ilk kadın başbakanı oldu.

Sandra Mason, 30 Kasım’da cumhuriyet ilan ederek İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in devlet başkanı statüsüne son veren Karayip ülkesi adası Barbados’un ilk cumhurbaşkanı seçildi.

Magdalena Andersson İsveç’te iktidardaki Sosyal Demokrat Parti’nin yeni lideri seçilmesinin ardından ülkenin ilk kadın başbakanı olarak tarihe geçti.

Honduras’ın 2009 yılında devrilen eski devlet başkanı Manuel Zelaya’nın eşi Xiomara Castro, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk sonuçlarına göre zaferini ilan etti. Solun adayı Castro, seçilmesi durumunda ülkenin ilk kadın devlet başkanı olacak.

Fenerle adalet arayan modern zaman Diyonjen’i: Emine Şenyaşar

24 Haziran 2018’de yapılan genel seçimlere 10 gün kala Urfa’da AKP milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın korumaları ve yakınlarının saldırısı sonucu eşini ve iki oğlunu yitiren Emine Şenyaşar’ın sorumluların cezalandırılması talebiyle Urfa Adliyesi önünde başlattığı ‘Adalet Nöbeti’ 7 ayı aşkın süredir devam ediyor. Tuttuğu nöbet ile Kürtlerin adalet arayışının bir sembolüne dönüşen Şenyaşar, fenerle adalet arayan Diyojen’e benzetiliyor.

Şenyaşar’ın ‘adalet’ talebiyle başlattığı sivil itaatsizlik eylemi iktidar çevresinde büyük bir rahatsızlık yarattı. Öyle ki Şenyaşar hakkında AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’a ‘hakaret’ ettiği gerekçesiyle dava açılırken, ayrıca dört soruşturma daha yürütülüyor.

Saldırıya ilişkin yaklaşık üç buçuk yılı aşkın süredir devam eden soruşturma dosyası üzerinde ise ‘gizlilik kararı’ bulunuyor. Suruç Devlet Hastanesi’ndeki ikinci saldırısıyla ilgili açılan soruşturmada alınan ‘gizlilik’ kararının kaldırılması için Şenyaşar ailesi avukatlarının yaptığı ikinci itiraz reddedilmişti. Şenyaşar ailesinin Urfa Adliyesi önünde 300. güne yaklaşan Adalet Nöbeti talepleri arasında dosya üzerindeki ‘gizlilik’ kararının kaldırılması da yer alıyor.

Kadınlar, çevre hakkı mücadelesinin en önünde

Ülkemizde ve dünyada artarak devam eden doğa tahribatına karşı yürütülen çevre hakkı mücadelesinde bu yıl da en önde kadınlar vardı.

Çevre ve doğaya dönük saldırılardan kadınların erkeklerden daha fazla etkilendiği bilimsel verilerle defalarca ortaya koyuldu. Bu araştırmalardan biri de İngiltere merkezli feminist çevre örgütü Women’s Environmental Network’e ait. Kuruluşun hazırladığı rapora göre, iklim değişikliğine bağlı sebeplerle her yıl 10 binden fazla kadın yaşamını yitirirken, erkeklerde bu sayı 4 bin 500 kadar. Yine iklim değişikliği sebebiyle meydana gelen afetlerden dolayı göç eden 28 milyon kişinin 20 milyonunu kadınlar oluşturuyor.

Türkiye’de 2021 yılında kadınların öne çıktığı çevre hakkı mücadelelerinin başında Rize İkizdere’deki taş ocağı ve Muğla İkizköy’deki kömür ocağına karşı bölge halkının başlattığı direniş geliyor. Yine Kazdağları’nda yapılmak istenen altın işletmeciliğine karşı verilen direnişte de yöre kadınları mücadelenin en önünde yer alıyor.

Kadınlar direnişleri boyunca kimi zaman kepçelerin önüne geçerek, kimi zaman polis kalkanlarına direnerek, kimi zamansa çektikleri videolarla seslerini duyurmaya çalıştı.

Frances Haugen’in Facebook ifşası

Facebook çalışanlarından Frances Haugen, şirketin önceliğinin, “nefret söylemiyle ve yalan haberle mücadele değil, kâr etmek olduğunu” açıklayarak kamusal yarara vurgu yaptığı ifşası ile 2021’e damga vuranlardan.

Haugen, Wall Street Journal gazetesine sızdırdığı belgelerin, Facebook’un büyümeyi güvenliğe tercih ettiğini” kanıtladığını belirtiyor. Sızdırılan belgeler arasında ünlüler, siyasetçiler ve tanınmış Facebook kullanıcılarına şirket tarafından farklı muamele edildiği, bu tür hesaplara diğer kullanıcılardan farklı kontrol politikası uygulandığı ya da hiçbir kontrol uygulanmadığını gösteren belgeler de bulunuyor.

Haugen’in ifşası, 632 milyar dolarlık market değeri ile dünyanın en büyük 10 teknoloji şirketi arasında olan Facebook’un hisselerinin büyük değer kaybetmesine neden oldu. Öyle ki, ifşanın ardından Nasdaq’da işlem gören hisseler, yüzde 5,75’lik değer kaybına uğradı.

Afgan kadınlar Taliban gericiliğine direniyor

Taliban’ın 2021’in Ağustos ayında ülkeyi ele geçirmesi, milyonlarca Afganistanlının hayatını geri dönülmez şekilde değiştirdi, özellikle de kadınların… Kadınların eğitimlerine devam etmesi engellendi, yanlarında herhangi bir erkek olmadan sokağa çıkmaları yasaklandı, zorunlu olmayan haller dışında işe gitmelerine gerek olmadığı salık verildi.

Kadın kimliğiyle var olmalarına dahi tahammül edilemeyen Afgan kadınlar, tüm bunlara rağmen eşit eğitim ve çalışma hakkı ve hükümette yer alma hakları için büyük bir cesaretle mücadele ediyor. Kimi her şeye rağmen, haber yapabilmek için sahaya inerek direniyor ve mevcut haklarına sahip çıkıyor. Kimi de alanlara çıkıp protesto gösterisi düzenliyor, haklarını talep ediyor, insanca yaşam hakkı, eğitim ve çalışma hakkı için SES’lerini yükseltiyor.

‘Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için’: Türkiye’nin şampiyon kadın sporcuları

Katılan sporcuların yaklaşık yüzde 49’unun kadınlardan oluştuğu2020 Tokyo Olimpiyat Oyunlar cinsiyet eşitliğinde bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Bu yıl pek çok kadın sporcu olimpiyatlara Türkiye’yi temsil etti ve tarihi başarılara imza attı.

A Milli Kadın Voleybol Takımı 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda sergilediği performans ile tarihinde ilk kez çeyrek final oynama başarısı göstererek 5. oldu. Takım CEV Avrupa Şampiyonası’nda ise Hollanda’yı 3-0 yenerek Türkiye bronz madalyanın sahibi oldu.

Farklılıklarını kucaklayan, dayanışma gösteren, özgüvenli bir mücadele sergileyen ‘Filenin Muhteşem Kadınları’, bütün Türkiye’nin gururda ortaklaşmasını sağladı, kısa bir süre de olsa kutuplaşma duvarlarını yıkmayı başardı.

2020 Tokyo Olimpiyatları’nda, Türkiye için yarışan kadın sporcular, 1 altın, 1 gümüş, 3 bronz madalya alarak spor tarihine geçti. Boksta Busenaz Sürmeneli altın, Busenaz Çakıroğlu gümüş madalya alırken Yasemin Adar güreşte, Hatice Kübra İlgün tekvandoda, Merve Çoban ise karatede bronz madalya aldı.

2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’na bu sene Türkiye’den farklı spor dallarından 45 kadın sporcu katıldı 1 altın, 3 gümüş, 4 bronz madalyanın sahibi oldu. Golbol Kadın Milli Takımı altın madalya, atıcılıkta Ayşegül Pehlivanlar, okçulukta Öznur Cüre, taekwondoda Meryem Betül Çavdar gümüş madalya, halterde Besra Duman, masa tenisinde Kübra Korkut, judoda Zeynep Çelik, yüzmede Sevilay Öztürk bronz madalya kazandı.

Uluslararası Voleybol Federasyonu Kadınlar Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda VakıfBank, İtalyan ekibi Imoco Volley’i yenerek şampiyon oldu.

Aerobik cimnastikte sayısız başarı kazanan Ayşe Begüm Onbaşı bu kez dünyada zirveye çıkarak Aerobik Cimnastik Dünya Şampiyonası’nda altın madalyanın sahibi oldu.

Yücüzü Merve Tuncel, Avrupa Gençler Yüzme Şampiyonası’nda 1500 metre serbest stilde altın madalya, 800 metre serbest stilde altın madalyanın sahibi olmasının yanı sıra Gençler Avrupa rekoru kırdı. Milli dalışçı Şahika Ercümen, Antalya’nın Kaş ilçesinde, Cumhuriyet’in 98’inci yılına ithafen tek nefeste 100 metreye dalarak dünya rekoru kırdı. Avrupa Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası 400 metre bireysel karışık yarışında Viktoria Zeynep Güneş Avrupa şampiyonu oldu. Güneş Dünya Yüzme Kupası’nda da altın madalya kazandı.

U21 Avrupa Masa Tenisi Şampiyonası’nda Özge Yılmaz ve Ece Haraç çiftlerde şampiyonluğa erişti. Avrupa Karate Şampiyonası’nda 50 kiloda Serap Özçelik Arapoğlu, +68 kiloda Meltem Hocaoğlu Akyol Avrupa şampiyonu oldu. Para Taekwondo Dünya Şampiyonası’nda Meryem Betül Çavdar altın madalyanın sahibi olurken, VIRTUS Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası’nda Fatma Damla Altın pentatlon branşında şampiyonluğu yakaldı. Avrupa Judo Şampiyonası’nda +78 kiloda yarışan Kayra Sayit birinci olurken. Genç Erkekler ve Genç Kadınlar Dünya Boks Şampiyonası’nda mücadele veren Büşra Işıldar, VIRTUS Dünya Para Atletizm Şampiyonası’nda ise milli atlet Fatma Damla Altın, altın madalyanın sahibi oldu. Para Atletizm Avrupa Şampiyonası’nda Büşra Nur Tırıklı ve Seva Kılınç Çırakoğlu altın madalyanın sahibi olurken, Dünya İşitme Engelliler Voleybol Şampiyonası’nda, İşitme Engelliler Voleybol Milli Takımı şampiyon oldu.

Sinemada ‘kadın sesi’: Ödüllerle geçen bir yıl

Nomadland filminin yönetmeni Chloé Zhao, 93 yıllık Oscar Ödülleri geleneğinde en iyi yönetmen ödülünü alan ikinci kadın oldu. Aynı zamanda Zhao, bu kategoride Oscar alan ilk Asyalı kadın olarak da tarihe geçti.

Bu yıl Akademi Ödülleri’nde Emerald Fennell ve Chloé Zhao bir ilke imza attı. En İyi Yönetmen kategorisinde kazandıkları adaylıklar, kategoride aynı yıl içinde ilk kez iki kadın yönetmenin aday gösterilmesini sağladı ve cinsiyet eşitsizliği konusunda bir tabuyu yıktı.

Zhao, aynı filmle Altın Küre tarihinde en iyi yönetmen ödülünü kazanan ilk Asyalı kadın yönetmen oldu.

Julia Ducournau imzalı Titane, 2021 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü kazandı. Böylece Cannes tarihinde bir kadın yönetmen ilk kez tek başına bu ödülü almış oldu.

Bu yıl Altın Aslan’ı ise Audrey Diwan imzalı ‘L’Événement’ filmi kazandı. Film, kürtajın henüz yasal olmadığı 60’lar Fransa’sında hamile kalan bir üniversite öğrencisinin yaşadığı zorlukları anlatıyor.

Geleceğin umudu: Bilimde öncü kadınlar

Bilim kadınları dünya çapında çığır açan araştırmalara liderlik ediyor ancak olağanüstü keşiflerine rağmen, kadınlar hala küresel olarak araştırmacıların sadece yüzde 29’unu temsil ediyor ve çalışmaları nadiren hak ettiği değeri görüyor.

STEM ile ilgili alanlara kayıtlı öğrencilerin yalnızca yüzde 35’ini kadınlar oluşturuyor. Bugüne kadar Nobel Bilim Ödülleri’nin sadece yüzde 3’ü kadınlara verildi ve Avrupa’daki kıdemli araştırmaların yalnızca yüzde 11’i kadınlar tarafından yürütülüyor. Türkiye’de Ar-Ge’nin tüm alanlarında yüzde 37, doğa bilimleri ve mühendislik alanında yüzde 35, sosyal bilimler ve beşeri bilimlerde yüzd 43 oranında kadınlar görev alıyor.

Temsilde hala geride kalınsa da, bilim kadınları başarılarına her gün bir yenisini daha ekliyor. SES Eşitlik ve Adalet Platformu olarak 2021’de Türkiye’den ve dünyadan radarımıza giren bilim kadınlarından bazıları şöyle:

Filipinli gazeteci Maria Ressa, Nobel Barış Ödülü’nün sahibi olarak, Nobel’in 126 yıllık tarihinde bu ödüle layık görülen 18’inci kadın oldu. 1901 tarihinden bu yana verilen 900 ödülden ise sadece 58’i kadınlara verildi.

Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Elif Vatanoğlu Lutz, Asya’nın Nobel’i olarak bilinen ve dünya barışına katkıda bulunan kişilere verilen Gusi Barış Ödülü’nü Türkiye’den alan ilk kadın oldu.

NASA’nın evrendeki yaşam izlerini araştırmak için kurduğu ekibin lideri Dr. Betül Kaçar, yaşamın kökenlerine ilişkin araştırmalara olağanüstü katkılarından dolayı International Society of the Study of the Origin of Life (ISSOL) tarafından Stanley Miller Erken Kariyer Ödülü’ne layık görüldü.

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik’e, kadınların barış sürecine katılımını güçlendirme ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularındaki akademik çalışmaları gerekçe gösterilerek İtalya’nın şövalyelik derecesindeki en yüksek düzey devlet madalyası olan Liyakat Nişanı verildi.

Tayyip Erdoğan’ın, Boğaziçi Üniversitesi’nde devam eden kayyım karşıtı eylemler nedeniyle ‘provokatör kadın’ sözleriyle hedef aldığı Prof. Dr. Ayşe Buǧra, ‘Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları’ listesine girdi.

Koç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Fakültesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Didem Unat, “Teknik bilgisayar biliminde yükselen kadın lider ödülü”nün sahibi oldu. Unat, Uluslararası Bilgisayar Bilimleri Topluluğu ACM SIGHPC tarafından verilen ödülü ABD dışında alan ilk bilim insanı oldu.

Bilim dünyasının en prestijli ödülleri arasında yer alan Sabri Ülker Bilim Ödülü’nün kazananı Koç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden öğretim üyesi Doç. Dr. Elif Nur Fırat Karalar oldu.

Işık Latin Amerika’dan yükseliyor: Şili feminist anayasa için hazır

2019’da Şili’nin başkenti Santiago’da metro ücretlerine yapılan zamlara tepki gösteren öğrencilerin eyleminin ardından tüm ülkeye yayılan protestolar ülkede değişim rüzgarını tetikledi. Ayaklanma sırasında kadınlar, eşit hakları ve kamusal alana katılımı güvence altına alacak bir anayasa değişikliğinin en ateşli savunucuları arasındaydı. Protestolar sonrası yapılan referandumla, tamamı halk tarafından seçilecek bir kurucu meclis tarafından yeni bir anayasa yazılmasına karar verildi. Yeni anayasa, dünyada eşit sayıda kadın ve erkek tarafından yazılacak ilk anayasa olma özelliği taşıyor.

Kurucu meclis başkanlığına seçilen Santigo Üniversitesi’nde öğretim üyesi, Mapuche yerlisi Elisa Lancon, yakın Şili tarihinin en önemli ve karmaşık görevlerinden birine liderlik ediyor. Loncon, seçildikten sonraki konuşmasında hem Mapuçe dili Mapudungun hem de İspanyolca olarak “ Bu ülkenin tarihini değiştirmek için bir kadına oy verdikleri için herkese teşekkür etmek istiyorum” dedi.

Kurucu mecliste yer alanların büyük bir çoğunluğu kamuda çalışmamış, sol eğilimli, feminist ve ekolojist yaklaşımlı kişilerden oluşuyor. Yedi alt birimden oluşan meclis, ‘siyasal sistem, hükümet, yasama organı ve seçim sistemi’, ‘anayasal ilkeler, milliyet ve vatandaşlık’, ‘devlet biçimi, yerel yönetim, eşitlik, arazi adaleti, vergi sistemi’, ‘temel haklar’, ‘çevre ve doğa hakları, ekonomik model ve müşterekler’, ‘adalet sistemi, özerk denetim organları ve anayasa reformu’ ve ‘bilgi sistemleri, bilim ve teknoloji, kültür-sanat ve Şili’nin mirası’ konularını çalışıyor. Yazım süreci tamamlandığında metnin bu 155 kişinin üçte iki oyla kabul edilmesi gerekiyor.

Anayasa yazım süreci devam ederken, Şili’de Devlet Başkanlığı seçimlerini kazanan solcu aday Gabriel Boric, yönetiminin yerli haklar, tüm cinsel yönelimler ve kadınların haklarını garanti etmeye, ‘patriyarkal mirası’ geride bırakmaya odaklanacağını söyledi. Boric’in Yunan asıllı partneri, feminist aktivist Irina Karamanos ise, ‘first leydi’ unvanını ve rolünü benimsemeyeceğini şu sözlerle duyurdu: “Artık devir değişti.”

Dünyanın dört bir yanında kadın sporcular yerleşik düzene kafa tutuyor

Kadın sporcular artık, spor dünyasının cinsiyetçi ve acımasız koşullarında kendi şartlarını belirlemekten geri durmuyor. Cinsiyetçi ve modası geçmiş kıyafet düzenlemelerine karşı çıkmakla kalmıyor, yerleşik düzenin beklentilerindense zihinsel sağlığa öncelik verilmesini talep ediyorlar.

Örneğin bu yıl, Norveç kadın plaj hentbol takımı Bulgaristan’daki Avrupa Şampiyonası sırasında kıyafetleri ‘uygunsuz’ olduğu için Avrupa Hentbol Federasyonu tarafından para cezasına çarptırıldı. Bunun nedeni, kısıtlayıcı bikini altlarının aksine şortla oynamalarıydı. Norveç federasyonu, sporcuların arkasında durarak takım adına para cezasını ödemeyi kabul etti. İsviçre’de düzenlenen Avrupa Artistik Jimnastik Şampiyonası’nda da kıyafet kuralları kadın sporcular tarafından protesto edildi. Alman jimnastikçiler tüm vücutlarını örten tek parça tulumlar giyerek kadın bedeninin cinselleştirilmesine karşı durdu. Hem hentbol hem de jimnastik örnekleri, kadın sporcuların, bedenlerinin spor federasyonları tarafından denetlenmesini sorgulamaya başladıklarını gösteriyor.

Tartışmasız tüm zamanların en iyi jimnastikçisi Simone Biles bugüne kadar kadın sporculara dayatılan düzenin bundan sonra aynı şekilde devam etmesi gerekmediğini göstererek, sporda kadının gücünü yeniden tanımladı. Koçu Cecile Landi “Yapamayacakları, yeterince iyi olmadıkları ya da bedenlerinin uygun olmadığı söylenen pek çok çocuğun gözünü açtı” diyor Biles için. Biles bu yıl zihinsel sağlık konusunu kültürel diyaloğun bir parçası haline getirdi. Tokyo Olimpiyatı’nda takım finallerinden çekilen jimnastikçi, ‘zihinsel-ruhsal sağlığına odaklanmak için çekildiğini’ açıkladı. ABD Jimnastik Takımı, “Simone’nin kararını tüm kalbimizle destekliyoruz ve kendi esenliğine öncelik verme cesaretini alkışlıyoruz. Cesareti bir kez daha neden bu kadar çok kişi için rol modeli olduğunu gösteriyor” dedi.

Spor dünyasındaki yerleşik düzeni karşısına alan bir diğer kadın sporcu da tenisçi Naomi Osaka oldu. Osaka kaygısını tetikleyebileceğini söyleyerek basın toplantılarına katılmayı reddettikten sonra Roland Garros’tan çekildi. Osaka sadece zihinsel sağlığını korumuyordu. Dünyanın en elit sporlarından birinin egemen çevrelerine de ‘kontrol edilemeyeceği’ mesajını vermiş oldu.

Shuai Peng’nin ifşası: Video kaydım yok ama gerçek bir deneyimim var

Dünyaca ünlü tenis yıldızı Peng Shuai, geçtiğimiz Kasım ayında Çin’in eski Başbakan Yardımcısı Zhang Gaoli’nin cinsel saldırısına uğradığını kamuoyuna duyurdu. Shuai’nin ifşası, sporcu kadınları cesaretlendiren önemli bir hamle olarak kayıtlara geçse de, ifşadan hemen sonra uzun bir süre kendisinden haber alınamadı.

Peng’in cinsel saldırıya uğradığını açıklamasının ardından ortadan kaybolmasını ‘endişe verici’ olarak nitelendiren Kadınlar Tenis Birliği Başkanı Steve Simon, “Peng Shuai ve tüm kadınlar sansürlenmeyi değil, seslerinin duyulmasını hak ediyor” diye konuştu.

Peng, yaşadıklarını “Hiçbir delilim yok ve delil bırakmam da imkânsızdı. Hep teyp gibi bir şey getirip delilleri kaydetmemden korktun. Ses kaydı yok, video kaydı yok, ama gerçek bir deneyimim var” ifadeleriyle duyurmuştu.

Ancak, cinsel saldırıya maruz kaldığını açıkladıktan sonra ortadan kaybolan Peng Shuai, ortaya çıktıktan bir süre sonra iddiasını geri çektiğini açıkladı. Shuai, Singapur gazetelerinde yayımlanan video demecinde sözlerinin insanlar tarafından “yanlış anlaşılan özel bir mesele” olduğunu söyledi.

Shuai’nin ifşayı, aldığı tehditlerin ardından geri çektiği tahmin ediliyor.

Dünya Ticaret Örgütü’nde bir kadın lider: Ngozi Okonjo-Iweala

Dünya Ticaret Örgütü’nün tarihindeki ilk kadın ve Afrikalı genel direktörü seçilen Ngozi Okonjo-Iweala, Dünya Bankası Operasyonlar İcra Direktörü ve Küresel Aşı İttifakı’nın başkanı olarak görev yaptı.

Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde yoksullukla mücadeleye önemli katkılarda bulunan Okonjo-Iweala, Covid-19 döneminde küresel aşı eşitsizliğine karşı zengin ülkeleri aşı milliyetçiliği yapmamaları konusunda uyarırken, ilaç şirketlerinin de dünyadaki herkes için Covid-19 aşısı üretmesi ya da gönüllü olarak teknolojilerini gelişmekte olan ülkelere vermesi çağrısında bulundu.

İlgili Makaleler

How Gen Z students are leading transnational resistance

24 Haziran 2025

Mutlu Ülkelerin Sırrı Ne?

27 Nisan 2025

Labor’s Role in the Fight for Turkish Democracy

22 Nisan 2025

Uncanny: From Virality to Misinformation, AI Visuals on Social Media

21 Nisan 2025

Comments are closed.

© 2025 Her Hakkı Saklıdır.
  • Eşitlik

    8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun

    8 Mart 2025

    Yasaklamalara Rağmen Kadınlar Bizi Feminist Gece Yürüyüşü’ne Çağırıyor

    8 Mart 2025

    Çin’de Feminist Komedi: “Her Story” ve Kadınların Mücadelesi

    5 Ocak 2025

    Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarsız Bütçe

    9 Aralık 2024

    Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Hareketinde Erkeklerin Rolü

    25 Kasım 2024
  • Barış ve Güvenlik

    Barış Savunucusu Jimmy Carter Hayatını Kaybetti

    30 Aralık 2024

    Nimet Nimettir!

    24 Aralık 2024

    Rahibeler, Mızıkçı Kabadayılar, Kayyımlar

    23 Aralık 2024

    Barış ve Huzur İçinde Yaşamak İstiyoruz!

    23 Aralık 2024

    Kadınlar Tepkili: Hayatlarımıza, Haklarımıza, Hayallerimize Kayyım Atayamayacaksınız!

    10 Kasım 2024
  • Siyaset

    Yerel Demokrasi İçin İş Birliği Çağrısı

    12 Ocak 2025

    Bakanlık: Kreşleri Kapatın CHP: Hodri Meydan; Gelin Kapatın

    26 Kasım 2024

    CHP Kadın Çalıştayı: Çare Eşitlikte

    25 Kasım 2024

    Trump ve Adamları

    18 Kasım 2024

    Kadınlar Tepkili: Hayatlarımıza, Haklarımıza, Hayallerimize Kayyım Atayamayacaksınız!

    10 Kasım 2024
  • Adalet

    Pınar Selek:Feminizm Olmadan Faşizmi Aşamayız

    3 Şubat 2025

    AİHM’den Fransa’ya Kınama: Seks Evlilik Yükümlülüğü Değildir

    27 Ocak 2025

    Gisèle Pelicot: Kimin Utanması Gerektiğini Dünyaya Gösteren Kadın

    24 Aralık 2024

    Narin Cinayeti Araştırma Önergesi İktidar Partileri Tarafından Reddedildi

    4 Ekim 2024

    2024 Hrant Dink Ödülleri Kadın Hakları Mücadelesine

    23 Eylül 2024
  • Emek

    Türkiye: Çalışan Kadınlar İçin En Kötü Ülke

    24 Nisan 2025

    DİSK:Greve Çıkalım. Hayatı durduralım.

    9 Mart 2025

    Yasaklamalara Rağmen Kadınlar Bizi Feminist Gece Yürüyüşü’ne Çağırıyor

    8 Mart 2025

    Polonez İşçileri Kazandı:Birleşen İşçiler Asla Yenilmez

    7 Ocak 2025

    Bedeni Hür Kadın Öğretmenler

    20 Ekim 2024
  • Kültür-Sanat

    Dünyaca Ünlü Kemancı Ayla Erduran’ın Ardından

    12 Ocak 2025

    Çin’de Feminist Komedi: “Her Story” ve Kadınların Mücadelesi

    5 Ocak 2025

    Viyana Filarmoni İlk Kez Bir Kadının Bestesine Yer Verdi

    5 Ocak 2025

    Demet Değil Mehmet Olsaydım İşim Daha Kolay Olacaktı

    9 Aralık 2024

    Oya Baydar: Hak Mücadelesiyle Geçen Bir Hayat

    2 Aralık 2024
  • Ekoloji
  • Podcast
  • English

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.