
Gülseren Onanç
7 Ocak Cumartesi günü SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nin organize ettiği İş Dünyasında kadın Mentorluk Buluşmaları yapıldı. Biz toplumsal cinsiyet eşitliğini, barışı, doğa ile barışık sürdürülebilir bir dünyayı savunmanın en etkin yolunun örgütlü mücadele olduğuna, bunun için de kadın dayanışmasın her alanda desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz.
Derneğimizin yeni bir mekanı var: TomTom mahallesinde 150 yıllık bir şapel. Bu şapel hayatını şifa dağıtmaya adayan Fransız kadın rahibelerin ibadethanesiymiş. Bu binanın ruhunda kadınların bir araya gelerek huzuru, barışı, dayanışmayı araması yatıyor. Bu tarihi binadaki buluşmamızda iş dünyasının farklı alanlarında mücadele eden kadınları bir araya getirdik. Amacımız erkek egemen iş dünyasında, kadınların dayanışma ile bu sistemi içten değiştirmek üzere dayanışmasını sağlamaktı. Biliyorduk ki bir kadın çok şeyi ama iki kadın bir araya gelirse dünyayı değiştirir.
Cumhur ittifakının tek kadın politikası: Başörtüsü
Hala başörtüsü anayasal değişikliği ile uğraşırken kadının işgücüne katılımı daha çok geride. Cumhur İttifakı’nın Meclis’e getirdiği Anayasanın 24 ve 41. maddelerinde önerilen değişiklikler, Cumhur ittifakının tek kadın politikasının başörtüsü olduğunu gösteriyor. Oysa 2022 yılında 334 kadın erkekler tarafından öldürüldüğü halde Cumhurbaşkanı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı aldı. Kadınların büyük çoğunluğu yoksulluk ve gelecek kaygısı kıskacındayken kadının eşit olarak işgücüne katılmasının önündeki engellerin kaldırılması için herhangi bir politika geliştirilmiyor. Varsa yoksa başörtüsü. EŞİK haftalardır Altılı Masa’yı uyarıyor ve bu oyuna gelmemelerini, yasa teklifini reddetmelerini talep ediyor ki, bu kampanya başarılı sonuç vermek üzere. EŞİK Altılı Masa’dan somut adımlar bekliyor: “Kadınlara verilecek en değerli söz; kıyafetlerini düzenleyen yeni Anayasa teklifi değil; eril şiddetten arındırılmış, her alanda eşitliğin sağllandığı bir hayattır. Masayı oluşturan partilerin tek tek programlarında kadın ve LGBTİ+ haklarına yer vermeleri ve İstanbul Sözleşmesini yeniden hayata geçireceklerine dair beyanları, bu sözün inandırıcı olması için yeterli değildir.”
Türkiye’de kadınların çalışmasının önündeki engeller bitmiyor
Türkiye’de kadınların eşit ve özgür olarak var olabilmesi için önündeki engeller hiç bitmiyor. Türkiye, kadınların işgücüne katılımında OECD ülkeleri arasında sonunculuktan kurtulamıyor. Yıllardır Türkiye’de iş gücüne katılım %30 civarında. Şirketlerin yönetim kademesinde de eşitlik yok; kadın yönetici oranı %19, üstelik erkekler kadınlardan farklı sektörlerde %30 -%80 arasında daha fazla para kazanıyor.
Bu eşitliğin sağlanması o kadar kolay değil zira karşımızda sağ siyasetten beslenen çok güçlü bir patriyarkal sistem var. Erkek egemen zihniyet kurumların, şirketlerin kültürüne, üretim biçimlerine, dillerine hakim oluyor. Binlerce yıllık köhne zihniyet hala ekonomide ana aktörü erkek olarak görüyor. Kadına biçilen görev ev içi üretim ama kadının ev içindeki emeği de görmezden geliniyor.
Başka bir ekonomik düzen mümkün
Feminist ekonomist İpek İlkkaracan, “mor ekonomi” kavramını savunuyor; eşitlikçi bir ekonomi modelinin, bakımı ve dayanışmayı merkezine alan bir ekonomi modelinin yoksulluğu önleyeceğine vurgu yapıyor. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi bakım ekonomisine yapılacak yatırımla işsizlik ve yoksulluk yenilebilir diyor.
Kimsenin kadınlardan Cumhurbaşkanı, politikacı, girişimci, genel müdür, futbolcu, sanayici, patron olmasını beklemediği bu eril düzeni değiştirmek gerekiyor. SES İş Dünyasında Kadın Mentorluk Buluşmaları kadınların bu eşitsiz sitemi değiştirmesi için yan yana gelmeleri ve iş dünyasında daha çok kadının istihdamı ve kadın yönetici sayısının artması için birbirine danışarak, birbirinden öğrenerek, birbirinden güç alarak yol yürümesi için tasarlandı.
Bu projede üç hedefimiz var:
- Farkındalık yaratmak; Kurumlarınızda var olan erkek egemen, kadını ikincilleştiren normların ve uygulamaların farkına varmak mücadelenin başlangıcı oluyor.
- Engeller ile mücadele: Cam tavan, mansplaining, mobbing gibi kadınların iş dünyasında maruz kaldığı farklı şiddet biçimleri ve engeller ile mücadele etmenin yollarını birlikte geliştirmek. Kadının iş gücüne katılımın önündeki engelleri kaldırmaya yönelik, örneğin kreş desteği gibi, politikaları desteklemek.
- Değişim: Daha çok kadının karar mekanizmalarında yer alması için birbirimize destek olmak. Kurumların ve şirketlerin kültürünü değiştirmek. Değişim yapacak kadınları desteklemek.
Biz inanıyoruz ki, kurumsal zihniyet ve buna bağlı iş yapış biçimi değişince patriyarkayı değiştireceğiz ve o değişince dünya değişecek.
Biliyoruz ki bir kadın çok şeyi ama iki kadın bir araya gelirse dünyayı değiştirir.
Yaşasın kadın dayanışması!