Türkiye’nin doğal zenginliklerinden biri olan Kaz Dağları, son yıllarda maden projeleriyle ile tehdit altında. Köylü kadınlar başta olmak üzere yerel halkın direnişi ve yargıya yapılan itirazlar sonuç verdi. Çanakkale 2. İdare Mahkemesi Cengiz Holding’e ait feldspat madeni projesine ilişkin “‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının iptali için açılan davada yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Türkiye’nin doğal zenginliklerinden biri olan Kaz Dağları, son yıllarda maden projeleriyle ile tehdit altında. Bu projeler Cengiz Holding’in altın, feldspat gibi farklı maden sahaları açma planları, bölgedeki ekosistemi tehdit ediyor.
Cengiz Holding ve Kaz Dağları’nda Madencilik Planları
Cengiz Holding’in Kaz Dağları’nda başlattığı proje, yaklaşık 1 milyon ağacın kesileceğini öngörüyor. Bölge halkı ve çevre örgütleri, projenin sadece doğal alanları değil, aynı zamanda yeraltı sularını ve biyolojik çeşitliliği de tehdit edeceğini söylüyor ve bu projelere karşı çıkıyor. Kesim işlemleri sırasında asırlık ağaçların yok edilmesi, kamuoyunda büyük tepki toplamasına rağmen şirket kesime devam etmişti.
Halkın Direnişi: “Kaz Dağları Hepimizin”
Çevreciler ve bölge halkı, bu projeye karşı güçlü bir direniş hareketi başlattı. “Kaz Dağları Hepimizin” sloganıyla düzenlenen kampanyalar, toplumsal farkındalık yarattı. Protestolar, yürüyüşler ve imza kampanyalarıyla desteklenen direniş, ulusal ve uluslararası medyada yer almasına rağmen proje durdurulamamıştı.
Yerel halk, aynı zamanda su kaynaklarının ve doğal hayatın korunması için maden projesine karşı hukuki mücadele de yapıyordu. Bir yandan mahkemelere taşınan dava süreçleri, diğer yandan sahada süren örgütlü direniş, projeyi durdurma çabalarının iki temel ayağını oluşturdu.
ÇED Raporu Gereklidir
Uzun süren mücadelelerin ardından İdare mahkemesi, Cengiz Holding’in maden projesiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi. Mahkeme, projenin ekosisteme zarar vereceği ve çevresel etkilerinin yeterince değerlendirilemediği gerekçesiyle projeyi durdurdu. Bu karar, Kaz Dağları’nda halkın ve çevre örgütlerinin haklı mücadelesinin bir zaferi olarak tarihe geçti. Ancak çevreciler, bu zaferin kalıcı olması ve doğanın korunması için daha fazla hukuki ve toplumsal adım atılması gerektiğini haykırıyor.
Mücadelenin ve Direnişin Önemi
Kaz Dağları örneği, halkın doğa için birleştiğinde nasıl güçlü bir değişim yaratabileceğini ortaya koysa da hala endişeler devam ediyor. Bu süreç topluma sivil toplumun önemini ve hukukun rolünü göstermesi açısında iyi bir örnek oldu.
Kaz Dağları’da Kadınlar Yaşama Sahip Çıkıyor
Kaz Dağları’nda Cengiz Holding’in maden projesindeki ağaç kesimlerine karşı gerçekleştirilen protestolarda kadınların yoğun katılımı vardı.

“Ağaçlar da bizim gibi ağlıyor”
Hacıberkirler Köyü’nden Gülferit Hanımın kesilen ağaçlar için söylediği “ağaçlar da bizim gibi ağlıyor” serzenişi kadın bilgeliğinin yansıması.
Kadınların bilgeliği doğa ve insan arasındaki bağın korunmasına, toplumsal dayanışma ve çevresel farkındalığın güçlenmesine katkıda buluyor.