Hukuk profesörü İbrahim Kaboğlu, ‘4. Yargı Paketi’ndeki büyük tehlikeye dikkat çekti. Pakette nikahlı ve nikahsız kadınlara yönelik farklı cezalar öngörülüyor.
CHP İstanbul Milletvekili, hukukçu İbrahim Özden Kaboğlu, geçtiğimiz günlerde TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen ‘4. Yargı Paketi’ olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi için, “Bir hukuk ve yargı reformunun asgari gereklerini bile yansıtmaktan çok uzak” dedi.
Kaboğlu, düzenlemeyle nikahsız yaşadığı erkeklerden şiddet gören kadınların korunmaya değer bulunmadığını belirtti. Kaboğlu’na göre, paketin, eski erkek arkadaşları tarafından takip ve taciz terörüne maruz bırakılan kadınları korumasız bıraktığını belirtti.
Kaboğlu’nun 4. Yargı Paketi’nde karşı çıkılan konuları ele aldığı yazılı açıklaması şöyle:
“Nikahlı-nikahsız ayrımı”
“Teklif, kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının fail tarafından boşandığı eşine karşı işlenmesi halini; bir ceza artırım sebebi haline getirmektedir. Buna karşın, İstanbul Sözleşmesi’nin de gerektirdiği şekilde, bu suçların evli olmadan aynı evde yaşayan bireyler hatta imam nikâhlılar arasında işlenmesi halinin ceza artırım sebebine çevrilmemesi; nikâhsız şekilde beraber yaşadıkları erkeklerden şiddet gören kadınları korumaya değer bulmamak ve onların hayat tarzına müdahale etmek anlamına gelmektedir.”
“Takip ve taciz terörüne karşı kadınlar savunmasız”
“AKP, İnsan Hakları Eylem Planı’nda ısrarlı takip suçunu yasalaştıracağı vaadinde bulunmuş olmasına rağmen, teklife bu suçu koymamış ve özellikle ayrıldıkları eski erkek arkadaşları tarafından bir takip ve taciz terörüne maruz bırakılan kadınları korumasız bırakmaya devam etmiştir.”
“Teklif, Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK); suçu oluşturan olaylar ve suçun delilleriyle ilgisi bulunmayan bilgilere iddianamede yer verilmeyeceğine ilişkin bir ekleme yapmaktadır. AKP teklifinde yer alan bu malumun ilanı ekleme; aslında savcıların, asılsız ve uydurma iddianamelerle yıllardır insanların hayatlarını kararttıklarının ve AKP iktidarında savcı kadrolarının ne ölçüde politize olduklarının bir ikrarıdır.”