Harvard Üniversitesi Rektörü Claudine Gay, ‘Yahudi karşıtı konuşma’ iddiasıyla gelen tepkilerin üzerine görevinden istifa etti. Gay, kampüsteki Filistin’e destek ve İsrail’e tepki gösterilerini düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirdiği için “antisemitizm” ile suçlanmıştı.
“Üniversite kampüsleri, vekalet savaşlarının ve siyasi tribünlerin kök saldığı alanlar değil, öğrencilerin birlikte öğrenebildiği, paylaşabildiği ve gelişebildiği yer olmalı. Üniversiteler, karşılarında hangi güç olursa olsun, hakikati ilerletmek için cesaret ve aklın birleştiği bağımsız mekânlar olarak kalmalıdır.”

Harvard Üniversitesi Rektörü Claudine Gay, ‘Yahudi karşıtı konuşma’ ve intihal yaptığı iddiasıyla gelen tepkilerin üzerine görevinden istifa etti.
Gay, son haftalarda yoğun bir istifa baskısı altındaydı ve istifa mektubunda, görevi bırakmasının üniversitenin çıkarına olacağını belirtti.
Gay mektupta, “Nefretle mücadeleye ve akademik titizliğe bağlılığıma şüphe düşürülmesi üzücü oldu. Bu kararı kolay almadım. Aslında, kelimelerle anlatılamayacak kadar zor oldu” dedi. Claudine Gay istifasının Harvard’ın “dikkatini herhangi bir bireye değil kuruma vermesini” sağlayacağını vurguladı. Gay ayrıca, kişisel tehdit ve “ırksal nefrete” maruz bırakıldığını belirtti.
Ne olmuştu?
Harvard, ABD’de Ekim ayında İsrail-Hamas savaşının başlamasından bu yana Yahudi öğrencilerini koruyamamakla suçlanan birkaç üniversiteden biriydi. Yahudi örgütleri, savaşın başlamasından bu yana ABD’de Yahudi karşıtı olaylarda kaygı verici bir artış olduğunu savunuyor.
Claudine Gay, kampüsteki Filistin’e destek ve İsrail’e tepki gösterilerini düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirdiği için “antisemitizm” ile suçlanmıştı.
Harvard’da Afrika ve Afro-Amerikan çalışmaları profesörü olarak dersler veren Gay, antisemitizm iddiaları ile suçlanmış ve bu bağlamda Pensilvanya Üniversitesi Rektörü Elizabeth Magill ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Rektörü Sally Kornbluth, ABD Kongresi’nde ifade vermişti.
Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Elise Stefanik, Kongre’deki oturumda eski Harvard Rektörünü sert sözlerle eleştirmiş ve kampüste “antisemitik eylemlere izin verdiği” iddiasıyla Gay’i ve diğer rektörleri suçlamıştı.
“Düşünce özgürlüğü”nü ön planda tuttuklarını belirten rekörler, ABD’li Temsilciler Meclisi üyeleri tarafından sorulan sorulara “bağlama göre” diye cevap vermiş, bunun üzerine en az 70 ABD’li vekil, bu cevapları “kabul edilemez” olarak değerlendirerek üniversitelerin bu rektörleri kovmasını talep etmişti. Ancak 700 öğretim üyesi bir mektup yazıp rektöre destek verdi ve tartışmalara karşın görevde kalması gerektiğini belirtti.
Gay: “Ölüm tehdidi ve ırksal nefrete maruz kaldım”
Claudine Gay’in bugün (4 Ocak) New York Times’ta “Harvard’da olanlar benden daha büyük” başlıklı bir yazısı yayınladı.
Yazıda Gay, kişisel tehdit ve “ırksal nefrete” maruz bırakıldığını belirtti:
“Karakterime ve zekama hakaret edildi. Antisemitizmle mücadele konusundaki kararlılığım sorgulandı. Posta kutum ölüm tehditleri dahil olmak üzere hakaretlerle dolup taştı. Bana sayamayacağım kadar çok kez N-kelimesiyle (zenci) hitap edildi.”
Claudine Gay, yazısında kendisine karşı yürütülen kampanyanın, eğitimden kamu sağlığı kurumlarına ve haber kuruluşlarına kadar Amerikan toplumunun temel dinamiklerine olan güveni sarsmaya yönelik “savaşın” sadece bir parçası olduğunu ifade etti.
Gay, bir kişinin görevden alınmasının fırsatçıları sakinleştirmeye yetmeyeceğine işaret ederek, bu işin devam edeceği uyarısında bulundu.
Eski Harvard Rektöru, şu ifadeleri kullandı:
“(Görevden) ayrılırken birkaç uyarıda bulunmam gerekiyor; Bana karşı yürütülen kampanya bir üniversite ve bir liderden daha fazlasıydı. Bu, Amerikan toplumunun temel taşlarına olan inancı sarsmaya yönelik daha geniş çaplı bir savaşın sadece tek bir yönüydü. Bu tür kampanyalar genellikle eğitim ve uzmanlığa yönelik saldırılarla başlar, zira bunlar toplumları propagandanın ötesini görmeleri için en iyi şekilde donatan araçlardır. Ancak bu tür kampanyalar bununla bitmez. Halk sağlığı kurumlarından haber kuruluşlarına kadar her türden güvenilir kurum, meşruiyetlerini zayıflatmaya ve liderlerinin güvenilirliğini zedelemeye yönelik koordineli girişimlerin kurbanı olmaya devam edecektir. Kurumlarımız hakkında şüpheciliği körükleyen fırsatçılar için tek bir zafer ya da devrilen bir lider onların şevkini kıramayacaktır.”
Görüş yazısında ‘intihal’ iddialarına ilişkin yaşadığı hayal kırıklığını da dile getiren Gay, şu ifadelere yer verdi:
“Onlarca yıllık ve geniş çapta saygı gören bir araştırmayı savunmak zorunda kalacağımı hiç düşünmemiştim, ancak geçtiğimiz birkaç hafta gerçeği yerle bir etti. Sonbahardan bu yana beni görevden almak için durmaksızın kampanya yürütenler, genellikle mantıklı argümanlar yerine yalanlar ve önyargılı hakaretlere sarıldılar. Siyahların yetenekleri ve mizaçları hakkında ırkçı klişeleri tekrarladılar. Kayıtsızlık ve yetersizlik gibi bir söylemi öne sürdüler.”
İstifa eden eski Harvard Rektörü Claudine Gay, yazısını şu uyarılarla sonlandırdı:
“Üniversite kampüsleri, vekalet savaşlarının ve siyasi tribünlerin kök saldığı alanlar değil, öğrencilerin birlikte öğrenebildiği, paylaşabildiği ve gelişebildiği yer olmalı. Üniversiteler, karşılarında hangi güç olursa olsun, hakikati ilerletmek için cesaret ve aklın birleştiği bağımsız mekânlar olarak kalmalıdır.”
İstifa eden ikinci rektör
ABD medyası, Gay’in akademik geçmişindeki bazı intihal iddialarını gündeme getirmişti. Üniversite geçen ay iddiaları inceledi ve iki yayında ek atıf gerektiğini tespit etti. Ancak üniversite, Gay’in araştırma kurallarını ihlal etmediğine karar verdi.
Üniversitenin 11 üyeli yönetim kurulu Harvard Corporation, Gay’in istifasının ardından öğretim üyeliği görevine devam edeceğini belirtti. Gay, Ivy League üniversitelerindeki ilk siyah ve ikinci kadın rektör olmuştu.
Gay, 5 Aralık’ta yapılan ve Harvard, Pennsylvania Üniversitesi ve Massachusetts Institute of Technology (MIT) rektörlerinin katıldığı oturumundan sonra istifa eden ikinci rektör oldu.
Eski Pennsylvania Üniversitesi Rektörü Elizabeth Magill de tepkiler sonrası istifa etmişti.
Kaynak: BBC Türkçe, Euronews Türkçe
Okuma önerisi: ‘İsrail-Hamas Savaşının Sonuçları İfade Özgürlüğü Açısından Korkunç Olabilir’