Abertay Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen yeni bir uluslararası araştırma, heteroseksüel erkeklerin romantik ilişkilerde ‘Seni seviyorum’ deme konusunda kadınlardan daha hızlı olduklarını ortaya koyuyor.

Kadınların aşırı duygusal olduğu ya da erkeklerin duygularını ifade etmekten çekindiği yönündeki toplumsal cinsiyet kalıplarına rağmen, araştırmalar ilişkilerde ilk olarak erkeklerin “seni seviyorum” dediğini ortaya koyuyor. Journal of Social and Personal Relationships dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma, bu kalıbın sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde değil, tüm ülkelerde görüldüğünü gösteriyor.
Araştırmacı Christopher D. Watkins ve meslektaşları bu çalışmayı tamamlamak için üç farklı kıtadaki yedi farklı ülkeden toplam 1.428 katılımcıyla görüştü. Katılımcılardan demografik soruların yanı sıra bağlanma stilleri ve aşk itirafı ile ilgili ölçümleri doldurmaları istendi.
Fransa’da cinsiyetler arasında fark yok
Sonuçlar, ilişkilerde ilk olarak erkeklerin “seni seviyorum” dediğini ortaya koydu. Araştırmaya katılan yedi ülkeden altısı aynı örüntüyü gösterirken, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar bulunmayan tek ülke Fransa oldu.
Erkekler ve kadınlar ilişkide partnerlerini sevdiklerini söylemeyi ilk ne zaman düşündükleri veya “seni seviyorum” sözünü duymaktan duydukları mutluluk konusunda önemli bir farklılık göstermedi. Bu durum, partnerlerini sevdiklerini ilk söyleyenler erkekler olsa da, kadınların duygusal olarak genellikle aynı fikirde olduklarını gösteriyor. Sonuçlar ayrıca, kadın nüfusunun erkeklerden fazla olduğu bir ülkede yaşayan erkeklerin ilk olarak “seni seviyorum” deme olasılığının daha yüksek olduğunu ve kaçınarak bağlanan partnerlerin aşk itiraflarını duymaktan daha az mutlu olduklarını ortaya koydu.
“Romantik aşk ve tutkunun kültürel evrenseller olduğunu ve kaliteli bir ilişkide hem aşkı hissetmenin hem de ifade etmenin önemli olduğunu biliyoruz. Aynı zamanda, insanlar romantik aşk konusundaki eğilimlerinde farklılık gösterirler, bu da genellikle ‘seni seviyorum’ gibi sözlü ifadelerle kendini gösterir,” diyor araştırmacı Christopher D. Watkins.
Kaynak: Sage Journals