“Fleabag” dizisinin yaratıcısı ve başrol oyuncusu Phoebe Waller-Bridge, 1985 doğumlu yetenekli bir İngiliz senarist, oyuncu ve yapımcı. Eserleriyle birçok ödül kazanmasının yanı sıra, televizyonda nadiren karşılaştığımız “kadın bakışı” ile kadınların dünyasına, duygularına ve zorluklarına samimi bir pencereden bakmamızı sağlıyor.

Tüm dünyada izlenen “Fleabag” dizisi, Phoebe’nin 2013’te sahnelediği tek kişilik gösterisi temel alınarak hazırlandı. İlk başta sadece BBC için üretilen bu proje, Amazon Studios’un da projeye dahil olmasıyla kapsamını genişletti ve milyonlarca izleyiciye ulaştı.
Phoebe, dizide Fleabag adında, biraz asi, biraz kırık ama kesinlikle özgün bir karakteri canlandırıyor. Hikaye ilerlerken dördüncü duvarı kırarak bize dönüp, kendi iç sesini, duygularını ve düşüncelerini aktarıyor.
Dizi 2016’da başladı ve 2019’da sona erdi. Kısa süre içerisinde eleştirmenlerin ve izleyicilerin beğenisini kazandı. Waller-Bridge, bu diziyle birçok ödül kazandı, özellikle Emmy ve Golden Globe ödülleriyle gündemde kalmayı başardı.
Medya ve Feminizm: Fleabag’in Eşsiz Bakış Açısı
Fleabag, televizyondaki geleneksel erkek bakışından arınmış, kadın deneyimine taze bir perspektif sunuyor. Bu yenilikçi bakış açısı, pek çok kadının kendini gördüğü bir kadın bakışı merkezli performansı ön plana çıkarıyor. Yazar Ida Nariman, “Fleabag is Embracing Imperfect Feminism and the Female Gaze” başlıklı makalesinde, “bu dizi, modern medyanın kadın izleyiciler için daha tüketilebilir hale gelmesini sağlayarak, kadınların kusurlu temsilleri üzerinde büyük bir etki yaratıyor” diyor.
Nariman, Laura Mulvey’in “Visual Pleasure and Narrative Cinema” adlı makalesinde ilk kez ortaya koyduğu ‘erkek bakışı’ konseptinden bahsediyor. Bu bakış açısı, kadınların medyada aşırı cinselleştirilmesinin, erkek izleyicilerin görsel medya üzerindeki içsel gücünden kaynaklandığını savunuyor. Dizi bu geleneksel bakışı reddederek, kadınların ve erkeklerin her ikisinin de gelenek dışı görsel ve kişisel özelliklerini sergileyen bir ‘kadın bakışı’ sunuyor. Waller-Bridge, sadece bir erkeğe bir ders vermek için var olmayan, aynı zamanda bir erkeğin göz hattının dışında da var olabilen bir karakter olan Fleabag’i ortaya koyuyor.
Waller-Bridge, erkek standartlarına karşı kadın bakışını ve feminen davranış ile güzellik standartlarını reddediyor. Ida Nariman’a göre dizideki esas karakter, nihilistik feminizmi benimseyerek, kadın mücadelelerinin acısını reddediyor. Bu, onun cinselliği duygudan soyutlamaya yönelik çabaları ve duygusal bağlantıların reddedilmesinin aslında kendisini güçlü hissettirmediği, derin güvensizliklerle kök salmış öz-yıkıcı bir davranış olduğunu öğrenmesiyle ortaya çıkıyor.
Fleabag’in duvarı yıkan monologlarıyla gerçekliği reddetmesi ve izleyicisine bu perspektifi açıkça sunması, kadın olmanın özündeki feminenliği bir izleyici kitlesine sergileyebilme yeteneğinin bir göstergesi olabilir. Fleabag, kadınların daha önce giremedikleri alanlarda var olmalarını ve feminizm tartışmalarını günlük medyada yer bulmalarını sağlamasıyla, her dönem izlemeye değer bir yapım.