UNICEF ve DSÖ’nün yeni raporu, su krizinin en çok kadınları ve kız çocuklarını etkilediğini; hanelerde su ve temizlik sorumluluğunun çoğunlukla kadın ve kız çocuklarına düştüğünü gösteriyor. Bu durum elbette eğitim, çalışma ve güvenlik hakları da dahil, kadınları pek çok hakkından mahrum bırakıyor.

UNICEF ve DSÖ tarafından su krizi üzerine yayımlanan yeni rapora göre, dünyada kadınlar evdeki su temini görevini en sık üstlenen grup. Bu tür ev içi sorumluluklarını en çok üstlenen tarafın kız çocukları olduğu, hatta kızların erkek çocuklarından neredeyse iki kat daha fazla etkilendiği de ortaya konmuş.
Yayınlanan rapor, WASH (Hanelerde Su, Temizlik ve Hijyen) konusunda cinsiyet eşitsizliğini detaylıca ele alıyor. Araştırmada, kadınların ve kız çocuklarının tuvalet kullanımında güvende hissetme oranının düşük olduğu, hijyenik olmayan koşullardan da dünya genelinde fazlasıyla etkilendikleri belirtiliyor.
Su Krizinin Acımasız Yüzü: 1 Milyardan Fazla İnsanın Suyu Yok
UNICEF WASH ve CEED Direktörü Cecilia Sharp, evde uygun su ve temizlik imkanlarının zorlaşmasına neden olan su krizinin kız çocuklarının potansiyelini kısıtladığına dikkat çekiyor.
Raporda, 1,8 milyar insanın su kaynağı olmayan hanelerde yaşadığına, bu hanelerde su temini sorumluluğunun büyük bir kısmının kadınlara ve kız çocuklarına ait olduğuna vurgu yapılmış. Bu durum, kadınların ve kız çocuklarının eğitime, çalışmaya ve eğlenceye daha az zaman ayırmasına sebep oluyor. Ayrıca, bu görevleri yerine getirirken yaşanan fiziksel yaralanma riskleri ve diğer tehlikeler de göz önünde bulunduruluyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, her yıl 1,4 milyon insan yetersiz su, temizlik ve hijyen şartları nedeniyle hayatını kaybediyor. Kadınlar ve kız çocukları ayrıca, hem su taşıma hem de tuvalet kullanma ihtiyaçları nedeniyle, taciz, şiddet ve yaralanmalara karşı daha savunmasız.
Rapor ayrıca, WASH hizmetlerine erişimin artmasına rağmen, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşabilmek için şu anki erişim oranlarının çok daha üzerine çıkılması gerektiğini belirtiyor. Kadınlar ve kız çocuklarının özel ihtiyaçlarını karşılamak için WASH programlarına toplumsal cinsiyet konularının entegrasyonu kritik önem taşıyor. Söz konusu bulgular, su krizi büyürken ilgili politika yapıcıları için önemli bir rehber niteliğinde.
Dünyanın 4’te Biri Susuz
Bulgular, su krizinin ve hijyene erişim eksikliğinin de orantısız bir şekilde kadınları ve kız çocuklarını etkilediğini gösteriyor. Pek çok ülkede kadınlar ve kız çocukları; temizlik, yemek hazırlama ve hastalara bakma da dahil olmak üzere ev işlerinden ve başkalarına bakmaktan birincil derecede sorumlular ve bu da onları, el yıkamanın sağlayacağı koruma olmaksızın hastalıklara ve diğer sağlık risklerine maruz bırakıyor. Ev işlerine harcanan fazladan zaman, kız çocuklarının ortaöğretimi tamamlama ve iş bulma şanslarını da sınırlayabilir.
Bugün yaklaşık 2,2 milyar insan, diğer bir deyişle tüm insanların 4’te 1’i, halen evlerinde güvenilir şekilde yönetilen içme suyundan yoksun ve 3,4 milyar insan, başka deyişle tüm dünya nüfusunun 5’te 2’si, güvenilir şekilde yönetilen sanitasyondan mahrum. Yaklaşık 2 milyar insan ise, yani tüm dünyanın 4’te 1’i, evde ellerini sabun ve su ile yıkayamıyor.
İklim Kriziyle Mücadele Feminist Mücadeleden Ayrı Düşünülemez