Çin’de kadınların toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin tartışmaları, düşük bütçeli bir komedi filminin beklenmedik başarısıyla yeniden gündeme taşındı. Her Story (Onun Hikayesi) isimli film, Çinli kadınların değişim arzusunun güçlü bir yansıması olarak öne çıkıyor.

Guardian gazetesinin editortal yazısı Her Story (Onun Hikayesi) isimli filmin Çinli kadınların değişim arzusunun güçlü bir yansıması olarak öne çıktığının altını çiziyor. Çin devlet başkanı Şi Jinping’in bir yıl önce kadın kongresinde yaptığı, “yeni bir evlilik ve çocuk doğurma kültürü oluşturulması gerektiği” açıklamasının ardından Çin’de feminist hareket yer altına itilmiş durumdaydı. Ancak bu zorlu siyasi atmosferde, “Her Story” isimli film, Çinli kadınların değişim arzusunun güçlü bir yansıması olarak öne çıkıyor.
Kadınların Hikâyesi: “Her Story”
Bu kışın sürpriz gişe başarısı olan “Her Story”, her şeyi tek başına başarmaya çalışan bekar bir annenin, duygusal ve sanatsal komşusuyla kurduğu beklenmedik dostluğu anlatıyor. Film, Çin sinemalarında gişe lideri oldu. Hollywood yapımı “Barbie” ile kıyaslanan film, daha mütevazı bir bütçeye sahip olmasına rağmen, komedi çerçevesinde feminist eleştiriler sunuyor.
Film, pornografi, rıza, regl ve bekar annelik gibi hassas konuları ele alıyor. Kadın karakterler arasında dayanışma sahnelerine yer verilirken, erkek karakterler genellikle geleneksel erkeklik rollerine sıkışmış ve yetersiz olarak resmediliyor. Filmde, bir sahne özellikle dikkat çekiyor: Bir baba, eski eşine üstün gelmek için Japon feminist Chizuko Ueno’nun eserlerini okuyup okumadığını soruyor. Bu sahne, kadın izleyiciler tarafından kahkahalarla karşılanıyor. Chizuko Ueno’nun “Kadın Düşmanlığı” ve “Feminisme Baştan” gibi eserleri Çin’de çok satanlar arasında.
Eğlence ve Feminist Eleştiri
“Her Story” yalnızca bir film değil; Çin’de feminist fikirlerin popülerleştiğinin de bir göstergesi. Eğlence sektörü, hassas meseleleri ele almak için güçlü bir araç haline geliyor. Prodüksiyon şirketleri, ekonomik bağımsızlığı olan genç kadınların büyük bir pazar olduğunu fark ediyor.
Geçmişin Aktivizmi ve Bugünün Mücadelesi
2010’ların başında, Çinli feministler toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı dikkat çekici protestolar düzenliyordu. Örneğin, “Erkek Tuvaletlerini İşgal Et” gibi eylemler, yerel ve uluslararası kamuoyunda yankı uyandırmıştı. Ancak 2015’te feminist beşlinin gözaltına alınması ve #MeToo hareketinin ardından gelen baskılar, bu hareketlerin kamusal alandaki etkisini sınırladı.
Buna rağmen, bu hareketlerin yarattığı fikirler ve şikayetler halen yankılanıyor. On yıl önce, birçok kadın evlenmek dışında bir seçenek görmüyordu. Ancak bugün, evlilik ve doğum oranlarındaki düşüş, kadınların kendi yollarını çizme kararlılığını gösteriyor. Aile ve siyasi baskılara rağmen, birçok kadın artık bireysel özgürlüğünü tercih ediyor.
Geleceğe Dair Umut
“Her Story” ve kadın izleyiciler arasında gördüğü güçlü yankı, Çinli kadınların daha adil bir yaşam arzularını açıkça ortaya koyuyor. Bir kez ortaya çıkan bu değişim isteği, kolay kolay bastırılamaz. Feminist eleştiriyi sinema aracılığıyla ana akıma taşıyan bu yapımlar, kadınların toplumsal mücadeledeki yerini güçlendirmeye devam edecek gibi görünüyor.
Kaynak: Guardian