Doğu Avrupa’nın genç kadın aktivistleri, Avrupa’nın liderlerini köşeye sıkıştırıyorlar ve onlara savaşı sona erdirmek ve gezegeni kurtarmak için Rusya’ya tam bir enerji ambargosu uygulamaları için baskı yapıyorlar.

Jeffrey Gettleman / New York Times
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, büyük bir konferansta yaptığı konuşmayı yeni bitirmişti.
Sahnede oyalanıp hayranlarıyla fotoğraf çektirirken, salonun arka tarafındaki iki genç kadının onu yakından izlediğinin farkında değildi.
“Bariyer yok,” diye fısıldadı Dominika Lasota. “İyi bir şans yakalamış olabiliriz.”
O ve aktivist yoldaşı Wiktoria Jedroszkowiak hızla ayağa kalktılar. Kamerayı açtılar. Onları çekici bir gülümsemeyle karşılayan Macron’a doğru yürüdüler. Macron muhtemelen tek istediklerinin bir ‘selfie’ olacağını düşünüyordu.
Ama sonra genç kadınlar onu Uganda’daki tartışmalı yeni boru hattı (Fransız petrol şirketi Total’in inşasına yardım ettiği) ve Ukrayna’daki savaş hakkında onu soru yağmuruna tuttular.
“Demek istediğim…” diye kekeledi Macron.
20 yaşındaki Lasota, “Ne demek istediğini biliyorum,” dedi. “Ama iklim krizinin olduğu bir zamanda yaşıyoruz ve bunu durdurmalısınız” diyerek sözünü kesti.
20 yaşındaki Jedroszkowiak ise “Rusya’dan fosil yakıt almayı bırakarak Ukrayna’daki savaşı durdurabilirsiniz” diyerek araya girdi.
“Evet,” diye mırıldandı Macron. Bu soruların yalnızca birkaçıydı.
Bu olaydan haftalar sonra bile iki aktivist hala bu yüzleşmenin etkisi altındaydı. Lasota ve Jedroszkowiak, savaş karşıtı hareketin yeni ve dinamik liderleri ve Macron’la videoları sayesinde, Fransa’da ve Polonya’da tanınan isimler haline geldiler.
Bu kadınlar, Doğu Avrupa’da farklı bir aktivizmi savunan, Ukrayna savaşının dünyanın fosil yakıtlara bağımlılığının acımasız bir tezahürü olduğuna inanan, genç, çoğunlukla kadınlardan oluşan bir hareketi temsil ediyorlar. Dünyanın dikkatinin Ukrayna’ya çevirdiği bu anı iyiye kullanmak için savaş karşıtı aktivizm ve iklim değişikliğiyle mücadele olmak üzere iki önemli davayı sahipleniyorlar. Ve bunun için Avrupa’nın liderleriyle yüz yüze geliyorlar.
Kıtalararası seyahat ediyoralar, trenlere biniyorlar, ucuz otellerde kalıyorlar, mısır gevreği ve badem sütüyle besleniyorlar, Avrupa’nın en iyi politikacılarını ve iş insanlarını köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Belki Greta Thunberg kadar ünlü olmasalar da, benzer karakter özelliklerine sahipler ve Fridays for Future hareketiyle yakın ilişkideler.
Thunberg ve Lasota’nın yakın tarihli bir videoda vurguladıkları mesajları, insanlığın fosil yakıtlara olan bağımlılığının sefalete ve kan dökülmesine neden olduğu yönündeydi. Sadece Rusya’ya değil, aynı zamanda Suudi Arabistan, Venezuela ve uzun bir çatışma geçmişine sahip diğer petrol ülkelerine işaret ediyorlar.
Thunberg, “Bunlar birbiriyle bağlantılı” diyor. “Giderek daha fazla fosil yakıt, otokratlar için daha fazla güç anlamına geliyor. Bu, Ukrayna’daki gibi savaşlar başlatmalarını sağlıyor.”
Bu aktivistlerin hiçbiri, Avrupa Birliği’nin Rus kömürü ve petrolüne yıl sonuna kadar ambargo koyma yönündeki son hamlelerinden memnun değil, tüm Rus enerjisine tam bir ambargo koyulmasını istiyorlar ve bunun Rusya’yı sekiz hafta içinde savaşı durdurma noktasına getireceğini düşünüyorlar.
Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz.