ABD üniversitelerinde, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları karşısında Filistin lehine yapılan gösterilerin “antisemitizm” olarak değerlendirilip İsrail yanlısı kesimlerce baskı altına alınması üzerine çıkan “ifade özgürlüğü” tartışmaları sıcaklığını koruyor.

ABD üniversitelerinde, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları karşısında Filistin lehine yapılan gösterilerin “antisemitizm” olarak değerlendirilip İsrail yanlısı kesimlerce baskı altına alınması üzerine çıkan “ifade özgürlüğü” tartışmaları sıcaklığını koruyor.
POLITICO Magazine’e konuşan, Los Angeles’taki California Üniversitesi’nde ifade özgürlüğü uzmanı ve hukuk profesörü olan Eugene Volokh, İsrail-Hamas savaşıyla ilgili protestoların yansımalarından derin endişe duyduğunu ifade etti.
“Filistin’e destek verenlerin bastırılmasından endişe ediyorum. İsrail’e destek verenlerin de bastırılmasından endişe ediyorum. Ayrıca bazı şeylere çok fazla müsamaha gösterildiğini düşünüyorum.”
“Üniversiteler, kampüslerine uygulanan baskıyla baş etmeye çalışırken yoğun bir denetimle karşı karşıya kaldılar. Ayrıca bazı şeylere çok fazla müsamaha gösterildiğini düşünüyorum” diyen Volokh şöyle devam etti:
“İnsanların bir okul binasını ele geçirdiği bir protestoda, ifade özgürlüğünün korunduğunu söyleyemeyiz. Bunun derhal durdurulması ve cezalandırılması gerektiğini düşünüyorum. İster Filistin yanlısı ister İsrail yanlısı olsun.”
“Üniversiteler hakemlik yapmak zorunda kaldı”
Temsilciler Meclisi Eğitim Komitesi’nde yapılan bir oturumda Cumhuriyetçiler Harvard, MIT ve Pennsylvania Üniversitesi rektörlerini hedef alarak üniversite yetkililerini tepkilerinden dolayı eleştirdi. Bu arada Biden yönetimi, 7 Ekim Hamas saldırılarının sonrasında okullardaki antisemitizm ve İslamofobi olaylarına ilişkin bir düzineden fazla soruşturma başlattı.
Üniversite kampüslerinde İsrail-Filistin çatışmasıyla ilgili protestolar yeni değil, ancak savaş uzun süredir devam eden gerilimi açığa çıkardı. Ve üniversiteler neyin meşru bir savunuculuk, neyin ırkçılık sayılacağı konusunda hakemlik yapmak zorunda kaldılar.
5 Aralık’ta ABD Kongresinde düzenlenen “Üniversite Rektörlerini Sorumlu Tutmak ve Antisemitizmle Mücadele” başlıklı oturumda, Harvard ve Pensilvanya üniversiteleriyle Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) rektörlerinin ifade vermeye çağrılıp siyasetçilerce sorgulanması eleştirilere neden oldu.
Cumhuriyetçi senatörlerin “intifada” ve “nehirden denize” sloganlarının Yahudiler için soykırım çağrısı olduğu, bu çağrıları üniversitede yeri olup olmadığına Harvard Rektörü Gay, “Harvard’ın değerleriyle zıt olabilir ancak görüşler uygunsuz, saldırgan ve nefret dolu olsa bile ifade özgürlüğüne bağlılığı koruyoruz” yanıtını verdi. Cevap Cumhuriyetçiler ve Amerikalı Yahudi toplumunun önde gelen isimlerini kızdırdı.
Gay, söz konusu ifadelerin şiddeti teşvik eden ya da güvenliği tehdit eden bir davranışa dönüşmesi halinde harekete geçileceğini, bireyleri sorumlu tutabilecekleri güçlü bir disiplin süreçlerini olduğunu da ekledi.
“Üniversiteler öğrencilerini şiddetten korumakla yükümlüdür”
Üniversite rektörleri, milletvekillerinin ve Yahudi öğrencilerin sakıncalı bulduğu Filistin halkına destek gösterilerine kampüste izin vermek için ABD Anayasası Birinci Değişikliği’ni ne ölçüde öne sürebilirler?
Volokh şöyle yanıtlıyor:
“Özel üniversiteler Birinci Anayasa Değişikliği ile bağlı değildir çünkü Birinci Anayasa Değişikliği sadece hükümet eylemleri için geçerlidir. Şimdi, pek çok özel üniversite esasen öğrencilerinin ifade özgürlüğünü korumak zorunda olmadığı halde koruduğunu söylüyor.
Kamu kurumları doğrudan Birinci Değişiklik ile sınırlandırılmıştır. Eğer bir devlet üniversitesi Hamas’a destek verdiği için bir öğrencisini cezalandırmak isterse, bu anayasaya aykırı olacaktır. Öğrencileri görüşlerinden dolayı cezalandıramaz, bu görüşler ister nefret dolu, ister cinayet yanlısı ya da başka bir şekilde görülsün.”
Öte yandan, bir üniversite öğrencilerini şiddetten korumakla yükümlüdür. Örneğin, üniversite antisemitik şiddete veya antisemitik vandalizme izin verirken diğer türlere karşı sert davranıyorsa, bu durumda Yahudi olmalarına dayalı bir ayrımcılık söz konusu olabilir – diğer öğrenciler korunurken onlar korunmuyor olabilir.
Source: POLITICO, AA