Boğaziçili akademisyenlerin direnişinin 150’nci gününde, eyleme katılıp rektörlüğe sırtını dönen, Türkiye’nin ilk kadın akademisyenlerinden Prof. Dr. Nermin Abadan Unat: “Boğaziçi’nin özelliği işte bu, topluluk ruhu bu hareketi mümkün kıldı.”
Fotoğraf: Hande Zart
Boğaziçi Üniversitesi’ne 2 Ocak’ta Melih Bulu’nun rektör atanmasının ardından başlayan protestolar 33 haftadır devam ediyor. Boğaziçi akademisyenleri, rektörlük binasına sırt dönerek tuttukları nöbet için 150. kez bir araya geldi.
Uzun yıllar Boğaziçi Üniversitesi’nde ders veren siyaset sosyoloğu ve Türkiye’de iletişim biliminin öncülerinden Prof. Dr. Nermin Abadan Unat da, 17 Ağustos’ta Boğaziçi Üniversitesi’ndeydi.
“Bir sürpriz yaparak” Boğaziçili akademisyenlerin 150’nci nöbetine katılarak rektörlüğe sırtını dönen Prof. Dr. Unat, akademisyen ve öğrencilere, “Ben 1 ay sonra 100 yaşında olacağım. Bu ülke daha güzel günleri hak ediyor. Sizler gençsiniz; ülkenizden ümidinizi kesmeyin, dayanın!” sözleriyle destek verdi.
Oksijen’den Yusuf Akcakaya’ya konuşan Unat, nöbete katılmaya nasıl karar verdiğini şu sözlerle anlattı:
“Öğretim üyelerinin tepkisi geçici mi yoksa sürekli mi diye bekledim… Baktım ki 150’nci defa bir araya geldiler. Çok munis, yumuşak bir protesto hareketi yapmaları takdir edilecek bir şeydi. Bu kadar uzun süreceğini beklemezdim. Fransızca bir tabir var, ‘l’esprit de corps’; yani topluluk ruhu. Buna göre bir topluluktakiler birbirleri ile yakın ilişki içinde olurlarsa ortak bir hareket ortaya koyabilirler. Boğaziçi’nin özelliği işte bu, birliktelikleri bu hareketi mümkün kıldı. Her üniversite böyle değil.”
Üniversiteliler kendi yönetimini kendisinin seçmesi gerektiğini ifade eden Unat, akademisyenlere ve öğrencilere moral vermek istediğini söyledi:
“Artık pek ayakta duramasam da sürpriz yaparak üniversiteye gittim. Görünce çok sevindiler, alkışladılar. Ben de onlarla aynı düşünceyi paylaşıyorum, üniversiteliler kendi yönetimini kendisi seçer. Demokratik düzende bu bir kuraldır. Gidip onlara yaşlı bir hocalarından moral vermek istedim. Tabii öğrenciler de çok kötü durumda, aralarında tutuklananlar var. Daha önce bir öğrencim tutuklanmıştı, bugün o isim Baskın Oran oldu.”
“Kadın mücadelesi azalmayacak”
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin de görüşlerini paylaşan Unat, Türkiye’nin önümüzdeki günlerde ana meselelerinden birinin de iklim krizi olacağını söylüyor:
“‘Her türlü cinsel eğilim’ ifadesi bazı çevreleri rahatsız ettiği için İstanbul Sözleşmesi’nden çıktık. Bu olumsuz bir gelişme tabii ki ama kadınlar haklarını eskisinden çok daha güçlü savunuyor. Çok iyimserim, bu mücadele azalmayacak. Her yerde görülüyor bu, mesela olimpiyatlarda… Önceden kim beklerdi olimpiyatlarda kadınların da başarılı olacağını? Ama oldu ve devam edecek.“
“Bir sürü toplumsal problem var ama uzun süredir çözülmüyor. Bir de iklim krizi var, asıl meselelerden biri bu. İnsanlar çok zor durumda kalacak, Türkiye’nin bazı kentlerinde barınma imkanı kalmayacak.”