Huffington Post yazarı Jiana Menendez’e göre, ABD Yüksek Mahkemesi’nin kürtajı anayasal hak olarak gören Roe v. Wade kararını iptal etmesi, sağlık hizmetlerinde eşitsizliklere ve anne ölüm oranlarında artışa, hamilelerin ve doktorların “suçlu” sayılmasına, hamilelik komplikasyonları yaşayan insanlar için tıbbi bakım eksikliğine ve hamilelik öncesi rutin tıbbi bakımın engellenmesine neden olacak.

Jiana Menendez / Huffington Post
Yüksek Mahkeme’nin kürtajı anayasal hak olarak gören, kadın haklarında dönüm noktası niteliğindeki 1973 tarihli “Roe v. Wade kararı bozması sonucu kadınların bedensel özerklik ve kişilik haklarının derin kaybıyla boğuşuyoruz.
Kürtaj dahil olmak üzere üreme sağlığına odaklanan bir aile hekimliği doktoru olarak, yıllardır bu sonuca karşı mücadele veriyorum ve şimdiden, kürtaj için seyahat etmeye ihtiyaç duyan kadın sayısında artış yaşandığını görüyorum. New York’ta yaşadığım ve çalıştığım için şanslıyım, burada vali Kathy Hochul kısa süre önce kürtaja erişimi düzenleyen ve koruyan birkaç yasa imzaladı. Connecticut, benzer korumaları sağlayan ilk ülke oldu ve California ve Massachusetts gibi eyaletler mevzuat üzerinde çalışıyor. Ancak bu gelişmeler, yüksek kalitede, kanıta dayalı sağlık hizmetlerine erişim yaşadığınız yere göre değişmemesi gerekse de, ülkenin diğer bölgeleriyle tam bir tezat oluşturuyor.
Öyleyse, Roe’nun iptal edilmesi sonucunda bizi nelerin beklediğine bakalım: Sağlık hizmetlerinde eşitsizliklerde ve anne ölüm oranlarında artış, hamilelerin ve doktorların suçlu sayılması, hamilelik komplikasyonları yaşayan insanlar için tıbbi bakım eksikliği, hamilelik öncesi rutin tıbbi bakımın engellenmesi, marjinalize edilmiş toplulukların insan haklarına yönelik saldırıların artması…
“Kadınlar ölecek”
Öncelikle, milyonlarca kadının zaten Roe sonrası gerçeklikte yaşadığını anlamak önemlidir. Kürtaj karşıtı politikacıların iktidarda olduğu devletler, kürtaj kliniklerini kısıtlayan düzenlemelerle kürtaja erişimi neredeyse imkansız hale getirmek için yıllarını harcadı. İnsanları bakım için saatlerce araba kullanmaya zorladılar, tıbbi olarak yanlış bilgi vermekle yasal olarak yükümlü olan doktorlarla görüşmek zorunda bıraktılar. Bu engelleri atladıktan sonra ise birçok eyalet kürtaj için 24-72 saatlik bekleme süresi koydu.
Bu engellerin ne kadar uzun ve pahalı süreçler olduğunu görmek kolaydır. Ancak milletvekilleri, bu engellerin “gereksiz bir yük” teşkil etmediğini iddia ediyor.
Siyahlar, yerliler, beyaz olmayanlar, göçmenler, LGBTI+ bireyler, çocuklar ve engelliler dahil olmak üzere marjinalize edilmiş grupların zorluk çektiği ve sert kürtaj kısıtlamaları nedeniyle çekmeye de devam edeceği, yalnızca parası ve gücü olanların istenmeyen gebelikleri sona erdirebildiği bir sistemde yaşıyoruz. Kürtaj savunuculuğu konusunda yeniyseniz, SisterSong, the National Latina Institute for Reproductive Justice, New Voices for Reproductive Justice, the Afiya Center ve Shout Your Abortion, gibi uzun süredir devam eden üreme adaleti ve savunuculuk gruplarına bakmanızı tavsiye ederim.
Yüksek Mahkeme’nin kararı, yüzlerce insanın doğrudan ölümüne neden olacak. Kürtaj, hamilelik döneminden önemli ölçüde daha güvenlidir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, ABD anne ölümlerinde dünyada 57. sırada yer alıyor. Bu oran, dünyanın geri kalanının çoğunda gözlemlenen düşüşün aksine, son on yılda daha da arttı. 2020’de Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne göre, ABD’deki anne ölüm oranı 100 bin doğumda 23.8. Hispanik olmayan siyah kadınlar, 100 bin doğumda şaşırtıcı bir şekilde 55.3 ve bu, Hispanik olmayan beyaz kadınlara göre 3.5 kat daha fazla ölüm anlamına geliyor.
Ülkedeki en yüksek anne ölüm oranlarına sahipken, politikacılar kadınları koruduklarını iddia ederek kürtajı yasaklıyor. Anne ölüm oranlarının en yüksek olduğu eyaletler sırasıyla Louisiana, Georgia, Indiana, New Jersey, Arkansas, Alabama, Missouri, Teksas, Güney Carolina ve Arizona. Ortak noktaları ne biliyor musunuz? Doğumu zorunlu kılıyorlar, ancak yeterli doğum öncesi bakıma sahip değiller. Louisiana’dan Senatör Bill Cassidy, siyah kadınları dışarıda bırakıldığında eyaletindeki anne ölüm oranlarının o kadar da kötü olmadığını savundu. Üzgünüm Bill, siyah kadınları dışarıda bırakmıyoruz.
The American College of Obstetricians and Gynecologists, diğer tıbbi kuruluşlarla birlikte yaptığı açıklamada, Yüksek Mahkeme kararının hastaların acı çekmesine ve zarar görmesine yol açacağını ifade etti. Dünyanın en prestijli tıp dergilerinden biri olan The Lancet, daha da ileri giderek, “Kadınlar ölecek… [Yüksek Mahkeme Yargıcı Samuel] Alito ve destekçilerinin ellerinde kadınların kanı olacak” dedi. The American Academy of Family Physicians ve the American Medical Association da kürtaj karşıtı yasaları kınadı. Bu teorik bilgiler değil: Ölümleri büyük bir kayba yol açacak, yaşayan, nefes alan insan insanlardan söz ediyoruz.
Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz.