Cumhuriyet yazarı Özlam Yüzak, SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nin öncülüğünde gerçekleşen “Altılı Masa Kadın Hareketi ile Buluşuyor” toplantısına dair kaleme aldığı yazısında, partilerin kendi iç politikalarında kadın hakları sorununu içselleştirmemiş olmalarını eleştirdi.
Özlem Yüzak / Cumhuriyet
Ucube cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi değişmeli konusunda hemfikir olan Altılı Masa, bu ucube sistemin inşasında “bizzat kadınların siyasetten karar alma mekanizmalarından dışlanmalarının” da bir payının olduğunun ne kadar farkında?
Ben şahsen pek farkında olduklarını düşünmüyorum.
SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği iyi bir iş yaptı ve “Altılı Masa” olarak bilinen altı muhalefet partisinin temsilcilerinin katıldığı çevrimiçi bir etkinlik düzenledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, kadın sivil toplum örgütleri, akademisyenler ve gazetecilerle bir araya geldi.
Sevinelim mi? “Türkiye’de önemli bir kadın sorunu olduğu konusunda herkes hemfikir!”…
Şunda da hemfikirler… “Önce seçim olsun ve şu ucube sistemi bir değiştirelim de…”
Her partinin o ya da bu şekilde bir kadın politikası da var. Yok değil. Hadi buna da sevinelim.
Ama o kadar. Burada duralım işte…
Dört soru yöneltildi siyasetçilere…
1- Kadınları parti içinde kalıcı ve etkili şekilde var edebilmek için hangi örgütsel/kurumsal dönüşümler öngörüyorsunuz?
2- Eksik temsil sorununu çözmek için neler yapmayı planlıyorsunuz?
3- Kadın haklarını korunması ve eşitliğin sağlanması ile ilgili Altılı Masa’nın görüş birliğine vardığı ortak ilkeler nedir?
4-Kadınların ittifakın çıkaracağı cumhurbaşkanı adayının desteklemesi yönündeki önerileriniz nedir?
Henüz bir “uygulama” başarısı göremediğimiz kadın kotaları dışında, kadın haklarının ve toplumsal eşitliğin eğitim müfredatına ilkokuldan başlayarak girmesi; eğitim, çalışma ve karar alma mekanizmalarına kadınların daha fazla katılımının teşvik edilmesi gibi beylik sözler…
Önemli ama yeterli asla değil… “Siyasal partilerin erkeklere göre şekillenmiş kurumsallaşma modelleri değişsin, kadın deneyimlerine yaslanacak siyaset yapma yolları güçlensin istiyoruz” diyen SES Kurucu Başkanı Gülseren Onanç’ın “Yeni bir siyaset dili ve siyaset yapma biçimi talep ediyoruz” sözleri önemli.
“Yeni bir siyaset dili ve siyaset yapma biçimi” bu ülkenin atacağı demokratikleşme adımları için yaşamsal önem taşıyor ve bu dil ancak kadınların varlığı ile kurulabilir.
Altılı Masa’nın İstanbul İttifakı’nda buluşmasını beklemek gerçekçi değil. Siyasi yelpazenin farklı noktalarında çok farklı görüşlerden, kültürel değerlerden gelen partilerin önceliği cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin değişmesine ve güçlendirilmiş parlamenter sistemin kurulmasına vermeleri doğru. Ortak payda bu. Benim eleştirim kendi içlerindeki politikalarda kadın sorununun sadece kadınların değil, gerçek anlamıyla bir ülke bir demokratikleşme sorunu olduğunu içselleştirmemiş olmaları.
Kadın sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin, akademisyenlerin, gazetecilerin soru ve eleştirilerini umarız dikkate daha çok alırlar.
“Altılı Masa demokrasiyi kadınlarla kurabilir mi” sorusuna yanıtın belirleyicisi bu olacak…