Bu yılki Oscar yarışında En İyi Film dalında aday gösterilen biyografik filmler (Oppenheimer, Maestro) erkekleri ön plana çıkarırken, onların yanında duran ve büyük başarılara imza atmalarına yardımcı olan kadınlardan çok az bahsediyor.
8 Mart Dünya Kadınlar günü vesilesiyle, dinamik, güçlü kadınları odağına alan filmleri derledik. İşte Geçmişimizi şekillendiren ve herkes için daha parlak bir gelecek yaratan kadınlara dair 10 film…
Erin Brockovich (2000)
Steven Soderbergh’in yönetmenliğini üstlendiği Erin Brockovich, gerçekte yaşanmış bir olayı anlatırken aynı zamanda bir kadının adalet arayışını yansıtıyor. Erin Brockovich, PG&E (Pacific Electric & Gas) adlı firmanın dahil olduğu bir gayrimenkul davasında, firmanın mağdur duruma düşürdüğü ve hastalanmalarına sebep olduğu insanların hak ettiklerini elde etmesini isteyen Erin Brockovich’in hikayesini anlatıyor.
Susannah Grant’ın senaryosunu yazdığı Erin Brockovich, 2000 yılında vizyona girmesiyle beraber hem seyirci hem de eleştirmenler tarafından çokça beğenilmiş ve Erin Brockovich’i canlandıran Julia Roberts’a En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını kazandırmıştı.
On the Basis of Sex (2018)
Ruth, erkek öğrencilerin ağırlıkta olduğu bir hukuk fakültesinden mezun olur. Kadın hakları konusunda mücadele etmeye karar veren genç avukat, Anayasa Mahkemesi’nin uyguladığı cinsel eşitsizlik kararını bozdurmak için harekete geçer. Bu yolda en büyük destekçisi ise kocası Marty olacaktır.
Kadın hakları için verdiği mücadeleyle tanınan ABD’nin ilk kadın hâkimi Ruth Bader Ginsburg’un öyküsünü anlatan biyografik filmde ünlü avukatı Felicity Jones canlandırıyor.
What’s Love Got to Do With It (1993)
Otobiyografisi “I, Tina: My Life Story”den uyarlanan 1993 yapımı “What’s Love Got to Do with It” Tina Turner’ın yıldızlığa yükselişini anlatıyor. Filminde Tina’yı Angela Bassett, Ike Turner’ı da Laurence Fishburne canlandırıyor. Film çiftin evliliğindeki sorunlara ve Ike Turner’ın Tina Turner üzerindeki yıkıcı etkisine de yer vermişti.
Performanslarıyla Bassett ve Fishburne, 66. Akademi Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu dallarında aday gösterildi. Bassett ayrıca En İyi Kadın Oyuncu – Sinema Komedisi veya Müzikal dalında Altın Küre Ödülü’nü kazandı.
Persepolis (2007)
Persepolis, 2007 yapımı Marjane Satrapi’nin aynı ismi taşıyan ve çizgi roman olarak yazılmış otobiyografisinin sinemaya uyarlanmasıyla yapılmış animasyon filmi.
Film, İran İslam Devrimiyle değişen hayatları, yaşıtlarına göre erken serpilmiş ve açık sözlü bir kız olan dokuz yaşındaki Marjane’nin gözünden anlatıyor. Filmde Şah’ın devrilmesine destek verilmesinin ardından, radikal İslamcı kesimin politik gücü elde etmesiyle beraber kişisel hakların daraltılması, kadınlara kara çarşaf giyme zorunluluğu, muhaliflerin susturulması ve birçok kadının hapsedilmesi gibi olaylar işleniyor.
Battle of the Sexes (2017)
Yönetmenliğini Jonathan Dayton ve Valerie Faris’in üstlendiği, senaryosunu da Simon Beaufoy’un yazdığı Battle of the Sexes, 1973 yılında Billie Jean King ve Robert Larimore Riggs arasında gerçekleştirilen ve “Battle of the Sexes” (Cinsiyetler Savaşı) olarak anılan tenis maçı karşılaşmasını anlatıyor.
Filmin başrollerinde Emma Stone ve Steve Carell, yardımcı rollerde de Andrea Riseborough, Elisabeth Shue, Austin Stowell, Bill Pullman ve Sarah Silverman yer alıyor.
The Young Victoria (2009)
Yönetmenliğini Jean-Marc Vallée’nin üstlendiği The Young Victoria, Britanya tarihinin en uzun süre tahtta kalan kraliçesinin genç yaşında iktidara yürüyüşünün öyküsünü anlatıyor.
Filmde Emily Blunt, Genç Victoria’ya hayat verirken, Prens Albert rolünü ise Rupert Friend üstlendi. Efsanevi yönetmen Martin Scorsese’nin de yapımcılarından biri olduğu bu dönem filmi üç dalda aday gösterildiği Oscar yarışında En İyi Kostüm Tasarımı ödülünü kazandı.
Selena (1997)
Gregory Nava’ın yönetmenliğini, senaristliğini, ortak yapımcılığını ve ortak kurgu yönetmenliğini yaptığı SELENA, “Tejano Müziği Kraliçesi” olarak bilinen Selena Quintanilla-Perez’in hayatını anlatıyor.
Gregory Nava’nın yönetmenliğini üstlendiği SELENA isimli bu filmde Selena’yı ünlü latin artist Jennifer Lopez canlandırdı. Sanatçı bu rol ile Altın Küre En İyi Kadın Oyuncu dalında aday oldu. Selena hayranları Lopez’e tam destekte bulundu. Ayrıca Lopez film için uzun süreli bir şan eğitimi alıp şarkı söylemek istediğini fark etti. Şarkıcılık kariyeri bu film ile start almış oldu.
Gorillas in the Mist (1988)
Michael Apted’ın yönettiği ve Sigourney Weaver’ın doğa bilimci Dian Fossey’in canlandırdığı Gorillas in the Mist, Fossey’nin Ruanda’da dağ gorilleriyle çalışmasının hikayesini anlatıyor ve beş Akademi Ödülü’ne aday gösterildi.
Frida (2002)
Meksikalı Sürrealist ressam Frida Kahlo’nun hayatını ve sanatını daha yakından tanıma fırsatı sunan bu filmin yönetmenliğini Julie Taymor yapıyor. Filmin başrolünde ise Kahlo’ya Salma Hayek hayat veriyor.
Hidden Figures (2016)
Hidden Figures, NASA’nın erken dönemlerinde ve uzay yarışının başlangıcında çalışan üç Afrikalı-Amerikalı kadın matematikçinin Katherine Johnson, Dorothy Vaughan ve Mary Jackson’ olarak biliniyorlar.’ın hikayesini anlatıyor.
Film, bu üç kadının NASA’daki başarılarına ve ırksal ayrımcılıkla mücadelelerine odaklanırken, aynı zamanda Amerika’nın uzay yarışındaki tarihsel dönemini ve toplumsal değişimleri de ele alıyor. “Hidden Figures,” bu kadınların katkılarını ve çabalarını vurgulayarak, tarih içindeki göz ardı edilmiş kahramanları ön plana çıkarıyor.